11 Haziran 2017 Pazar

Riskli yapı süreci 2017!

Riskli olarak tespit edilen yapılar kentsel dönüşüm dahilinde yıkılıyor. Peki, riskli yapı nasıl tespit edilir?
Riskli yapılar, muhtemel bir afette içerisinde yaşayanların can güvenliklerinin olmadığı yapılar oluyor. Bu tür yapılar kentsel dönüşüm kapsamında yıkılıyor. Yıkımın ardından alınan kararlar doğrultusunda yerine yeni yönetmeliklere uygun bina inşa ediliyor.

6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu kapsamında riskli yapılar öncelikle malikleri tarafından tespit ettirilerek yıkılıyor. Peki, riskli yapı tespiti nasıl yapılır? İşte riskli yapı süreci;

1- Vatandaşların risk tespiti yaptırması
Vatandaşlar yapılarını, Bakanlığa, belediyelere, il özel idarelerine, büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerine, büyükşehir ilçe belediyelerine veya Bakanlıkça lisanslandırılacak, kurum ve kuruluşlara tespit ettirebilirler. Bu aşamada herhangi bir çoğunluk aranmaz. Maliklerden birinin veya kanuni temsilcisinin müracaatı ile bu tespit yapılabilir. Müracaat için tapu belgesinin ve kimlik belgesinin fotokopisi gereklidir. Riskli yapılar, 6/3/2007 tarihli ve 26454 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre tespit edilir.

2- Riskli tespit edilen yapılar
Yapılan tespitler neticesinde Riskli olduğu tespit edilen yapılar, tespiti yapanlar tarafından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne bildirilir. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri raporları inceler, raporlarda eksik veyahut yanlış hususların bulunması halinde raporlar ilgilisine iade edilir, diğer raporlar ise ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir.

3- Maliklere tebligat gönderimi
İlgili tapu müdürlüğünce, tapu kütüğüne işlenen belirtmeler, riskli yapı tespitine karşı tebligat tarihinden itibaren onbeş gün içinde riskli yapının bulunduğu yerdeki Müdürlüğe dilekçe ile itiraz edilebileceği, aksi takdirde tebligat tarihinden itibaren İdarece altmış günden az olmamak üzere belirlenen süre içinde yapının yıktırılması gerektiği de belirtilmek suretiyle, aynî ve şahsî hak sahiplerine tebliğ edilir ve yapılan bu tebligat Müdürlüğe bildirilir.

4- Riskli yapı tespitine itiraz 
Malikler ya da kanuni temsilcileri, bir yapının riskli olarak tepit edilmesi halinde, bu tespite ancak onbeş gün içinde itiraz edilebilir. İtirazlari inceleyecek olan teknik heyet, üniversitelerden bildirilen dört üye ile en az ikisi inşaat mühendisi olmak üzere, Bakanlik teşkilâtinda görev yapan üç üyenin istiraki ile teşkil edilir. Riskli yapı tespitinin, itiraz üzerine değişmesi halinde, durum aynı şekilde ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir.

5- Riskli yapılar ne zaman yıktırılır?
Riskli yapı olarak tapu kütüğüne kaydedilen taşınmazların maliklerine, altmış günden az olmamak üzere süre verilerek riskli yapıların yıktırılması istenilir.

6- Yıkım süreci ve kontrolü
Riskli yapıların altmış günlük süre içinde maliklerince yıktırılıp yıktırılmadığı, Müdürlükçe mahallinde kontrol edilir ve riskli yapı, malik tarafından yıktırılmamış ise, yapının idarî makamlarca yıktırılacağı belirtilerek ve otuz günden az olmak üzere ek süre verilerek tebligatta bulunulur. Bu süre sonunda da riskli yapıların maliklerince yıktırılmaması halinde, riskli yapıların insandan ve eşyadan tahliyesi ve yıktırma işlemleri; yıktırma masrafı öncelikle dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanmak üzere, mahallî idarelerin de iştiraki ile mülki amirler tarafından yapılır veya yaptırılır.

7- Bakanlıkça yıkım kararı  
Riskli yapının yine de yıktırılmadığı tespit durumlarda Bakanlıkça yazılı olarak İdareye bildirilir. Buna rağmen yıktırılmadığı tespit edilen yapılar, Bakanlıkça yıkılır veya yıktırılır. Bakanlık veya İdare tarafından yapılan yıktırmanın masrafları, ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu müdürlüğü, yıkılan binanın paydaşlarının müteselsil sorumlu olmalarını sağlamak üzere tapu kaydındaki arsa payları üzerine masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulunarak Bakanlığa veya İdareye ve binanın aynî ve şahsî hak sahiplerine bilgi verir.

8- Yıkım sonrası uygulama  
Yöneticinin veya denetçinin veya kat maliklerinin üçte birinin istemi üzerine, noter vasıtası ile yapılacak tebligat ile kat malikleri kurulu toplantıya çağrılır. Bu toplantıda yürütülecek uygulamalar konusunda bütün maliklerce oybirliği ile anlaşma sağlanamaması halinde, öncelikle riskli yapının değeri, Sermaye Piyasası Kuruluna kayıtlı olarak faaliyet gösteren lisanslı değerleme kuruluşlarına tespit ettirilir ve bu değer gözetilerek oybirliği ile anlaşmaya çalışılır,  anlaşma sağlanamaması durumunda, yapılacak uygulamaya sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilir. Bu karar tutanağa bağlanır ve toplantıda bulunan bütün kat maliklerince imzalanır.

En az üçte iki çoğunluk ile alınan karar, karara katılmayanlara ve kat malikleri kurulu toplantısına iştirak etmeyenlere noter vasıtasıyla tebliğ edilir ve bu tebliğde, onbeş gün içinde bu kararın kabul edilmemesi halinde bağımsız bölümlerine ilişkin arsa paylarının, Bakanlıkça tesbit edilecek rayiç değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usulü ile satılacağı, bu suretle paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde, bu payların, rayiç bedeli Bakanlıkça ödenmek kaydı ile tapuda Hazine adına resen tescil edileceği bildirilir

9- Nitelikli çoğunluğun sağlanması
En az üçte iki çoğunluk ile alınacak kararlar ve anlaşma şartları Müdürlüğe bildirilir. Anlaşmaya katılmayan maliklerin bağımsız bölümlerine ilişkin arsa payları; Bakanlıkça tespit ettirilen arsa payı değeri üzerinden anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usulü ile satılır. Bu suretle paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde, bu paylar, Bakanlığın talebi üzerine, tespit edilen rayiç bedeli de Bakanlıkça ödenmek kaydı ile tapuda Hazine adına resen tescil edilir ve yapılan anlaşma çerçevesinde değerlendirilmek üzere Bakanlığa tahsis edilmiş sayılır.

10- Satış ve tahsis işlemleri
Satış ve tahsis işlemleri sonlanınca uygulamaya geçilir.

Vergi borçlarını yapılandırma fırsatı başladı!
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7020 sayılı Kanun Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Vergi borçlarını yapılandırma fırsatı başladı. Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7020 sayılı Kanun 27 Mayıs 2017 tarihli ve 30078 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu Kanun ile;
- Vergi Dairelerine ödenmesi gereken vergi ve diğer borçların gecikme zamları ve faizlerinde  Yİ-ÜFE (Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi) oranında güncelleme yapılması,
- Vergi aslına bağlı cezaların (vergi ziyaı) tamamen silinmesi,
- Vergi aslına bağlı olmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının %50’sinin silinmesi,
- Yapılandırılan tutarların ikişer aylık dönemler halinde 36 aya varan sürelerde taksitle ödenmesi,
- Peşin ödemelerde Yİ-ÜFE oranında hesaplanan tutardan AYRICA %50 İNDİRİM uygulanması,
- Yapılandırılan borçların kredi kartı ile ödenmesi gibi çok önemli imkanlar getirilmiştir.

Başvuruların; 
- Gelir İdaresi Başkanlığı internet adresi üzerinden,
- Bağlı bulunulan vergi dairesine şahsen veya posta yoluyla
30 Haziran 2017 tarihi akşamına kadar yapılması gerekmektedir.

Konut kira artış oranı Haziran 2017!

Haziran ayında kira sözleşmesi yenilenen kiracılara ne kadar zam yapılacağı belli oldu. TÜİK enflasyon oranlarını geçtiğimiz günlerde açıkladı.

Borçlar Kanunu gereğince gayrimenkul kiralamalarında tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır. Bu oranları her ay TÜİK açıklar.

Haziran ayında kira sözleşmesi yenilenen kiracılara ne kadar zam yapılacağı belli oldu. TÜİK enflasyon oranlarını geçtiğimiz günlerde açıkladı.

Açıklanan verilere göre, yurt içi üretici fiyat endeksi aylık yüzde 0,52 arttı. Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE), 2017 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 0,52, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 7,74, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15,26 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 9,02 artış gösterdi.

Yargıtay Kararı gereğince ÜFE oranlarından on iki aylık ortalamalar baz alınarak zam yapılıyor.

Buna göre Haziran 2017'de meskendeki kiracıya yüzde 9,02 oranında zam yapılacak.

Konut kira artış oranı hesaplama örneği Haziran 2017
Mevcut kira: 1000 lira
Artış oranı: Yüzde 9,02
Zam bedeli: 90,2 lira
Zamlı kira bedeli: 1090,2 lira

Baca temizleme araçları

Konutlarda bacaların temizliğinde kullanılan aletlerdir. Baca temizleme ekipmanları şunlardır; tel fırçalar, baca temizliği çıkrığı, ucunda metal ağırlık bulunan 30 metrelik ip, sanayi tipi elektrik süpürgesi, kurum toplama kaşığı, çeşitli ebatlarda spatula, kalın koruyucu naylon, baca aynası, takım sandığı ve baca kamerası merdiven.

Baca temizliği kaç yılda bir yapılır?
Doğalgazlı bacaların yılda bir, fuel oil – mazot ve kömür katı yakıtlı bacaların yılda 2 defa temizletilmesi can güvenliği için önemlidir.
Kombi bacası, merkezi sistem bacaları, şofben bacası, mutfak havalandırması, doğalgaz sobası, şömine ve barbekü bacalarının yılda bir sefer temizletilmesi gereklidir.

Baca temizliği neden önemlidir?
Baca kullanılan yakıt sonucu ortaya çıkan insan sağlığı açısından son derece zararlı olan gazların atmosfere karışmasını sağlar. Temizlenmeyen bacalar iyi çekiş vermeyeceğinden gaz atmosfere karışamaz ve zehirlenmelere neden olur. Yanma veriminin yüksek, ısınma maliyetinin düşük olması ve çevre sağlığının korunması için bacaların periyodik olarak temizletilmesi gerekmektedir.

Baca temizliği yaptırmak ve denetletmek zorunlu mudur?
Baca denetim çalışmaları, Belediye İtfaiye Yönetmeliği  Madde 6 h bendine göre “Belediye sınırları içinde bacaları belediye meclisince tespit edilecek ücret karşılığında temizlemek veya temizlettirmek ve bacaları yangına karşı önlemler yönünden denetlemek,” ibaresine ve 21 Ekim 2006 Tarih ve 26326 Sayılı İtfaiye teşkillerinin Kuruluş, Görev, Eğitim ve Denetim Esaslarına dair yönetmelik ve 09 Eylül 2009 Tarih 27344 Sayılı "Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmeliğin" İstanbul İtfaiye Daire Başkanlığına verdiği sorumluluk ve yetkiye  dayanarak yapılmaktadır.

Baca temizliği nasıl yapılır? 
Baca temizliğini yapacak olan firma konuyla ilgili detaylı ön bilgi verir.
Temizliğin yapılacağı yerde bilgilendirme amaçlı ön tespit yapar ve vatandaşa hizmetin ücreti ile ilgili bilgi verilmesine mütakip vatandaşın onay vermesi halinde baca temizliğine başlar.
Temizlikte kullanılacak malzemeler eksiksiz olarak hazır bulundurulur.
Kişisel koruyucu malzemeler: partikül tutucu maske,koruyucu gözlük,iş elpeni,iş elbisesi.sanayi tipi,çene bağlı baret, tam vücut koruma emniyet kemeri,
Baca temizliği ekipmanları: Çeşitli ebatlarda tel fırçalar, baca temizliği çıkrığı,ucunda metal ağırlık bulunan 30 metrelik ip, sanayi tipi elektrik süpürgesi, kurum toplama kaşığı  çeşitli ebatlarda spatula, kalın koruyucu naylon, baca aynası, takım sandığı,baca kamerası merpen)
Baca temizleme ekibi en az 2 kişiden oluşmalıdır.
Ekipte çatı ve emiş ağzındaki kişilerin birbiriyle haberleşebilmesi için telsiz veya telefon olmalıdır.
Temizlik yapılacak alana koruyucu kalın naylon serilmelidir.
Bacaya bağlı olan cihaz kapatılmalıdır.
Bacanın sıcaklığı kontrol edilmelidir.
Baca kamerası ile temizlenmeden önceki kirli hali görüntülenmelidir (Tıkanıklık kontrol edilir)
Kişisel koruyucu malzemeler giyilmelidir.
Kişisel koruyucu malzemeler: partikül tutucu maske,koruyucu gözlük,iş elpeni,iş elbisesi.sanayi tipi,çene bağlı baret, tam vücut koruma emniyet kemeri
Isıtma cihazının bacaya bağlı kısmı bacadan ayrılmalıdır.
Baca emiş ağzı tamamen kapatılmalıdır.
Baca temizlik ekibinden bir kişi çatıya çıkar bacadan aşağıya doğru çelik halata bağlı fırçayı emiş ağzına doğru
indirir temizlik fırçası aşağıdan yukarıya doğru çekilirken  bacanın tüm yüzeyine sürterek çekilmeli bu işlem birkaç defa tekrarlanmalıdır.
Çatıdaki işlem bittikten sonra tamamen kapatılan emiş ağzı tekrar açılmalı emiş ağzında birikmiş kurum ve atıklar vakum elektrik süpürgesi ve kurum toplama kaşığı ile alınmalıdır.
Duman tableti kullanarak baca çekiş testi yapılmalıdır.
Temizlik işlemi bittikten sonra bacanın temiz halinin görüntülenmelidir.
Isıtma cihazının baca bağlantısı yapılmalıdır.
Isıtma cihazı çalışıp çalışmadığı kontrol edilmelidir.
Raporlama ve fatura kesme işlemi yapılmalıdır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin baca denetim görevi nedir?
Belediye itfaiye yönetmeliğine göre; İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisindeki baca ve yağlı kanal temizliklerini yapmak için her yıl şartları taşıyan firmalara yetki vermek.

Temizlenen sistemlerin denetim ve kontrolünü yerinde yaparak değerlendirmek.

Beyaz masa, İtfaiye web sitesi, İtfaiye Daire Başkanlığı ile bölge müdürlüklerine gelen şikâyetleri yerinde inceleyerek denetlemek, denetim sonucunda rapor hazırlayarak ilgili taraflara yazılı şekilde bildirmek.

Baca ve yağlı kanal sistemlerinin periyodik temizliğinin yaptırılmaması, can ve mal kaybı  açısından hayati risk taşıyan sistemlerin standartlara uygun hale getirilmemesi durumunda ilgili  işletmeyi, İlçe Belediyelerine, Büyükşehir  Belediye Başkanlığı Kontrol Daire Başkanlığı ve Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanlığı’na bildirilmesini sağlamak.

Avrupa Yakası İtfaiye Müdürlüğü ve Anadolu Yakası İtfaiye Müdürlüğü’nden gelen, baca ve yağlı kanal sistemlerinden çıkan yangınlarla ilgili rapor, görüntü, fotoğraf, tüm bilgi ve belgeleri denetim ve eğitim faaliyetinde kullanmak üzere arşivlemek.

Kerpiç nedir ?

Yeryüzünde insanoğlunun kullandığı ilk yapı malzemesidir. Avcılık - toplayıcılık döneminde yaşarken, günümüzden 11 bin yıl önce yaşayan Göbeklitepe halkı da ev inşa etmek için kerpiç kullanmıştır.

Kerpiç nedir?
Kasaba ve köy gibi kırsal kesimde kullanılan yapı malzemesidir.  Kerpiç, Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre; “duvar örmekte kullanılmak için kalıplara dökülüp güneşte kurutulmuş saman ve balçık karışımı ilkel tuğla”dır.

Kerpiç, balçıktan yapılan ve pişirilmek yerine kurutularak sertleşmesi sağlanan yapı malzemesi. Kerpiç yapmak için özlendirilmiş balçık kalıplara dökülür. Arasına saman sapı gibi çamuru bir arada tutmaya yarayan başka malzemeler de karıştırılabilir. Önce gölgede, sonra da güneşte kurutularak sertleştirilir.

Kerpiç neden tercih edilir?
Kerpiç, duvar örmek için kullanılmak üzere tahta kalıplara dökülerek güneşte kurutulmuş balçıktır. Kerpiç, daha çok köy evlerinin yapımında kullanılır. Hem iktisadi bakımdan ucuz, hem de kışın sıcak tuttuğu için tercih edilir. Bir çeşit pişirilmemiş tuğla gibidir.

Kerpiçin tarihçesi nedir?
Kerpiç çok eski çağlardan beri yapı malzemesi olarak kullanılagelmiştir. Kaldeliler ve Sümerler yapılarında kerpiç kullanmışlardır. Bunlar kerpiçleri birbirine ziftle yapıştırırlardı. Bu bakımdan yaptıkları evler sağlam olurdu. Bu evlerin üzerini de çamur, kireç veya zift tabakasıyla örterlerdi.

Anadolu'da yapılan çeşitli kazılar, Hititlerin bile evlerini kerpiçten yaptıklarını göstermiştir. Günümüzde de Anadolu köylüsü evini ekonomik bakımdan ve sıcağı muhafaza bakımından kerpiçten yapmaktadırlar. Kerpiç aynı zamanda rutubetlenmeyi önlediğinden bununla yapılan evler daha sıhhi olur, oturanlarda romatizma pek görülmez ve tedavi için uygundur.

Kerpiç en eski yapı malzemelerinden biridir; yeryüzünün ahşabın az olduğu bazı bölgelerinde binlerce yıldan beri kullanılmaktadır. Ayrıca yapılmasının kolay oluşu ve sıcak ya da soğuğa karşı yalıtım sağlaması da seçilmesindeki önemli etkenlerdendir. En eski kerpiç yapılara Mezopotamya’da rastlanır. Akdeniz çevresindeki ülkelerde de yaygın olarak kerpiç kullanılmıştır. Ayrıca beyazların yerleşiminden önce Amerika Yerlilerinin kerpiç yapılar yaptıkları bilinmektedir. Önceleri elde yapılmış yumrular biçimindeki kerpiçin, İspanyol işgalinden sonra kalıplara dökülerek üretilmesi yaygınlaşmıştır. İspanyolların da bu yöntemi Kuzey Afrikalılardan öğrendiği sanılmaktadır.

Kerpiç nasıl hazırlanır?
Kerpiç yapılacak toprak, su ile karıştırılarak içine saman serpilir ve karışım ayakla çiğnenip ezilmek suretiyle çamur haline getirilir. Bu işe çamurun özlendirilmesi denir. Özlendirilmiş çamur, kerpiç biçimine sokulmuş, tahta bölmelerden yapılı kalıplara dökülür.

Kerpiç çamuru hazırlandıktan sonra ahşap ya da metal kalıplara dökülür. Yörelere göre değişiklik göstermekle birlikte, kerpiçlerin kalınlığı genellikle 8-13 cm, eni 25-30 cm, boyu da 35-50 cm olur. Yapıldıktan sonra bir süre yerde bekletilen kerpiç daha sonra diklemesine yerleştirilir, böylece çabuk ve iyi kuruması sağlanır. Kurutma kurak iklim bölgelerinde aşağı yukarı iki hafta sürer. İçine saman sapı gibi lifli bir malzemenin karıştırılması, kerpiçin kururken çatlamasını önler, ama taşıma gücüne büyük bir katkı yapmaz.

Kerpiç duvar nasıl örülür?
Kerpiç duvarlar genellikle taş ya da beton gibi sağlam ve suya dayanıklı bir temel üstüne oturtulur. Böyle yapılmazsa, alt bölümler zemin suyunu emer, yumuşama ve bozulma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Kerpiçler gene aynı karışımdan yapılmış yaş harçla birbirine yapıştırılır; üstleri de gene bu harçla sıvanır, sonra kireçle badanalanır. İyi yapılmış ve bakılmış bir kerpiç yapı yüzyıllarca ayakta kalabilir.

Toprağın pişirilmeden kullanıldığı bir baş­ka yapım yöntemi de sıkıştırılmış çamurla duvar yapmaktır. Bu yöntem, kum oranı yüksek, kil oranı düşük topraklarda uygula­nır. Bu toprak, yüzde 10 oranında su eklenerek yumuşatıldıktan sonra yapılacak duvarı çevreleyecek biçimde hazırlanmış ve en az 30 cm kalınlığındaki kalıplara dökülür. Dökülen çamur ayakla ezilerek ya da sıkıştırma çubuklarıyla bastırılarak sıkıştırılır. Kuruduktan sonra kalıplar kaldırılınca duvar kalır. Bu tür duvarların iklim koşullarına daha çok dayanabilmesi için üstleri çamur ya da katranla sıvanır. Günümüzdeki uygulamalarda duvarı oluşturan çamurun içine çimento, zift gibi malzemeler karıştırılmakta, üstü de kireç ya da çimento harcıyla sıvanmaktadır.

Kerpiç sempozyumunda neler konuşuldu?
Mimarlar Odası Konya Şubesi'nin düzenlediği 2. Kerpiç Sempozyumu, 30 Kasım 2013 tarihinde Hilton Garden Inn Otel'de gerçekleşti. Sempozyumda toprak yapıların dünü ve bugünü üzerinde duruldu. Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Muhçu da katıldı...

Sempozyuma Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Muhçu, Mimarlar Odası Konya Şube Başkanı M. Serdar Işık, Prof. Dr. Ruhi Kafescioğlu, diğer illerden gelen şube başkanları, birçok mimar ve öğrenci katıldı.

Haberdar Gazetesi’nden Şerife Bağcı’nın haberine göre; sempozyumda konuşan Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Muhçu, zamanında toprak yapıların, yani kerpiç evlerin bu coğrafyada sıkça kullanılan bir yapı malzemesi olduğunu, ancak bugün kerpiç evlerin, betonarme binalara tercih edildiğini söyledi.

Yapı kooperatifi nedir ?

Kooperatif, gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıkların genel adıdır. Kurulan kooperatifin, inşaat yapmak amacı taşıyanlarına ise ‘Yapı Kooperatifi’ denir. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, bakanlığınğn görev alanında bulunan yapı kooperatiflerinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığına devredileceğini açıkladı.

Kooperatif nedir?
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1’inci maddesinde kooperatifler şöyle tanımlanıyor;

“Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir”

Kooperatif nasıl kurulur?
En az 7 ortaklık ile kurulabilen kooperatiflerin bir ana sözleşme imzalaması ve noterce onaylatması gerekiyor. Ayrıca sermaye miktarı sınırlandırılarak kooperatif kurulamıyor. "Kooperatif nasıl kurulur?" sorusunu yanıtladıktan sonra, kooperatif ana sözleşmesi ile ilgili hususlara değinelim.

Ticaret Bakanlığına verilmesi gereken ana sözleşmenin bakanlık tarafından onaylanması halinde, ooperatif  merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan olunuyor.

Tescil ve ilan olunacak hususlar şu şekilde sıralanıyor;
1. Ana sözleşme tarihi,
2. Kooperatifin amacı, konusu ve varsa süresi,
3. Kooperatifin unvanı ve merkezi,
4. Kooperatifin sermayesi ve bunun nakdi kısmına karşılık olarak ödenen en az miktar ve her ortaklık payının değeri,
5. Ortaklık payı belgelerinin ada yazılı olduğu,
6. Ayni sermaye ve devralınan akçalı kıymetlerle işletmelerin neden ibaret oldukları ve bunlara biçilen değerler,
7. Kooperatifin ne suretle temsil olunacağı ve denetleneceği,
8. Yönetim Kurulu üyeleriyle kooperatifi temsile yetkili kimselerin ad ve soyadları,
9. Kooperatifin yapacağı ilanların şekli ve anasözleşmede de bu hususta bir hüküm varsa yönetim kurulu kararlarının
pay sahiplerine ne suretle bildirileceği,
10. Kooperatifin şubeleri: Kooperatifler, lüzum gördükleri takdirde memleket içinde ve dışında şubeler açabilirler.
Şubeler, merkezin sicil kaydına atıf yapılmak suretiyle bulundukları yer ticaret siciline tescil olunurlar.Ticaret Bakanlığı, ana sözleşmelerin, kanunun ihtiyari hükümlerinden ayrıldığını ileri sürerek kooperatifleri kuruluşuna izin vermekten kaçınamaz. Anasözleşmenin değişiklikleri de kuruluştaki usullere bağlıdır.


Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kaç bin yapı kooperatifini Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na devredecek?

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görev alanında bulunan yapı kooperatifleri, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na devredilecek.

Hazırlanan İmar Kanunu taslağına göre, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görev alanındaki yapı kooperatiflerinin kuruluşu, yetki ve görevleriyle ilgili işlemleri artık Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yürütecek.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca başlatılmış veya planlanmış iş ve işlemleri yürütmeye, bunlar hakkında yeni iş ve işlemler yapmaya, gerekli gördüklerini tasfiye etmeye yetkili olacak.

Ancak yapıya yönelik harita, plan, etüt, proje ve yapı denetim işlemleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılacak.
Anadolu Ajansı’nın (A.A.) 02 Aralık 2013 tarihli haberine göre; Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kooperatiflerin halihazırda üç ayrı bakanlığın görev alanında bulunduğunu bildirdi.

Bu durumun uygulamada ve denetimlerde sıkıntılara neden olduğunu ifade eden Bayraktar, kooperatiflerle ilgili daha çok ticari şikayetler geldiğine dikkati çekti.

Kooperatiflerin görev ve yetkileri, ortaklıkları, genel kurul, tasfiye gibi uygulamalarının Kooperatifler ve Türk Ticaret kanunlarında yer alan hükümler kapsamında değerlendirildiğine işaret eden Bayraktar, yapı kooperatiflerine yönelik işlemlerin, imar mevzuatından ziyade hukuki ve ticari mevzuat kapsamında bulunduğunu vurguladı.

Bayraktar, kooperatiflerin imar ve yapısal açıdan denetlemesini ise kendilerinin yapacağını kaydetti.

Türkiye’de kaç yapı kooperatifi var? En çok hangi ilde?

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre, Türkiye genelinde 53 bin 49 yapı kooperatifi bulunuyor. Bunların 49 bin 910'u konut, bin 732'si iş yeri, bin 85'i küçük sanayi, 311'i konut yapı kooperatifleri birliği, 5'i küçük sanayi sitesi yapı kooperatifleri birliği, 6'sı toplu iş yeri yapı kooperatifleri birliğinden oluşuyor.

Ankara, 12 bin 508 yapı kooperatifi ile ilk sırada yer alırken, bu şehri 10 bin 746 ile İstanbul, 5 bin 483 ile İzmir, 4 bin 232 ile Konya, 3 bin 884 ile Antalya, 3 bin 266 ile Bursa, 2 bin 453 yapı kooperatifiyle de Adana takip ediyor.


Kooperatifler hakkında en çok sorulan sorular ve cevapları nelerdir?

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan “Kooperatifler hakkında bilmek istedikleriniz” başlıklı soru – cevap metni şöyle;
________________________________________
Soru: Bir yapı kooperatifi kaç kişi ile kurulur?
Cevap: Bir yapı kooperatifi en az 7 gerçek ve/veya 1163 sayılı Kooperatifler kanununda belirtilen tüzel kişilerce kurulur.
________________________________________

Soru: Bir kooperatif nasıl tüzel kişilik kazanır?
Cevap: Bir kooperatif ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazınır.
________________________________________

Soru: Kooperatif ortaklığına nasıl girilir?
Cevap: Medeni haklarını kullanma yeterliliğine sahip gerçek kişiler ile 1163 kooperatifler kanununda  sayılan tüzel kişiler kooperatif anasözleşmesini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile yönetim kuruluna başvurur. Yönetim kurulunca alınacak kararı müteakip ortaklık sıfatı kazanılır.
________________________________________

Soru: Hangi tüzel kişiler kooperatife ortak olabilirler?
Cevap: Özel idareler, belediyeler, köyler gibi kamu tüzel kişileri ile cemiyetler ve dernekler, kamu iktisadi teşebbüsleri ve kooperatifler amaçları bakımından ilgilendikleri kooperatiflere ortak olabilirler.
________________________________________

Soru: Yönetim kurulu bir ortağın çıkma isteğini kabulden kaçınırsa ne yapılması gerekir?
Cevap: Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığıyla kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir.
________________________________________

Soru: Ortaklık devredilebilir mi?
Cevap: Ortaklık devredilebilir. Yönetim kurulu ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde , bu kişiyi ortaklığa kabul eder.Dair halinde eski kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer.
________________________________________

Soru: Bir ortaklık payının değeri nedir?
Cevap: Bir ortaklık payının değeri 100.-TL (Yüz)dır. Kooperatife giren ortaklar en çok 5.000 pay taahhüt edebilirler
________________________________________

Soru: Ortak olan kişi hemen genel kurul toplantısına katılma hakkına sahip mi dir?
Cevap: Üç ay evvel ortak olmayanlar hariç her ortak genel kurula katılma hakkına sahiptir. Yapı kooperatiflerinde genel kurul toplantılarına katılmak için bu şart aranmaz.Dolayısıyla, yapı kooperatiflerine ortak olanlar hemen, diğer kooperatiflerdeki ortaklar ise ortaklığa kabul tarihinden itibaren üç ay sonra genel kurul toplantılarına katılma hakkını kazanırlar.
________________________________________

Soru: Genel kurul toplantısında bir den fazla payı olan kişiler nasıl oy kullanacaklardır?
Cevap: Genel kurulda kaç tane payı olursa olsun bir ortak yalnızca bir oy kullanabilir.
________________________________________

Soru: Genel kurul toplantısında ortağı kimler temsil edebilir?
Cevap: Genel kurul toplantısında bir ortak yazı ile izin vermek suretiyle oyunu ancak başka bir ortağa kullandırabilir. Bir ortak genel kurulda birden fazla ortağı temsil edemez. Ortak sayısı 1000’ın üstünde olan kooperatiflerde anasözleşme ile ortağın en çok 9 olmak üzere birden fazla ortağı temsil etmesi öngörülebilir. Es ve birinci derece akrabalarda temsilde ortaklık şartı aranmaz. (Ortağın;çocuğu,anne ve babası,eşinin annesi babası)
________________________________________


Soru: Yönetim kurulu en az kaç üyeden oluşur?
Cevap: Yönetim kurulu en az 3 üyeden oluşur. Bunların ve yedeklerinin kooperatifin ortağı olması, ayrıca 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 56. maddesindeki şartları taşıması gerekir.
________________________________________

Soru: Her yıl genel kurul toplantısı yapılması zorunlu mudur?
Cevap: Genel Kurul Olağan ve Olağanüstü olmak üzere 2 şekilde toplanır.Olağan genel kurul toplantısının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve Yılda enaz bir defa yapılması zorunludur.
________________________________________

Soru: Bir ortaklık payına birden fazla kişinin ortak olup olamayacağı konusunda bilgi verir mi siniz?
Cevap: 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 19. maddesine göre, kooperatife giren her şahıstan en az bir ortaklık payı alınması gerekir. Dolayısıyla da bir pay ve bu paya bağlı haklar için kooperatife yalnızca bir ortak alınabilir.

Ancak, Kooperatifler Kanununda ve Konut Yapı Kooperatifi Anasözleşmesinde, bir pay için birden fazla kişinin ortak olması halinde bu kişilerle kooperatif arasındaki ilişkinin nasıl yürütüleceği konusunda açık hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda, 1163 Sayılı Kanunun 98. maddesi atfıyla Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ilişkin 400. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Buna göre, ortaklık payı kooperatife karşı bölünemeyeceğinden, bir paya birden fazla kişi ortak olmuş ise, bunlar kooperatife karşı haklarını ortak bir temsilci aracılığıyla kullanabileceklerdir. Ortak bir temsilci tayin etmedikleri takdirde kooperatifçe bunlardan birine yapılacak bildirim hepsi için geçerli olacaktır. Bir paya ortak olan birden fazla kişiden her hangi birisinin ihracı için Anasözleşmede gösterilen ihraç nedenlerinden birine dayanılması gerekir. Böylece, aynı paya sahip olanlardan birinin ortaklıktan çıkarılıp diğerlerinin ortak olarak kalması ise payın bölünmezliği ilkesine aykırılık oluşturacağından, ihraç işleminin bunları da etkileyeceği sonucuna varılmaktadır.

Ancak, Anasözleşmede gösterilen ihraç nedenlerinden birine dayanmaksızın salt bir payın birden çok ortağı olamayacağı gerekçesiyle ortaklıktan çıkarılma işleminin uygulanması mümkün görülmemektedir.

Bununla birlikte, gerek 1163 Sayılı Yasanın 19. maddesinde güdülen amaç, gerekse karışıklıkların önlenmesi bakımından bir paya bir kişinin tek başına sahip olunmasında da yarar bulunmaktadır.
________________________________________

Soru: Aidat ödemesini geciktiren ortaklardan gecikme faizi alınabilir mi?
Cevap: 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununda, ödemelerini geç yapan ortaklara gecikme bedeli (gecikme bedeli) yürütüleceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte, kooperatif ortaklarının ödemelerini geciktirmeleri halinde Kooperatifler Kanununun 23. maddesi çerçevesinde genel kurulca kararlaştırılmak kaydıyla borçalar kanununa uygun  olarak gecikme faizi alınması mümkün bulunmaktadır.

Ayrıca, Konut Yapı Kooperatifi Örnek Anasözleşmesinin 23/6. maddesine göre, genel kurulun, ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları belirleme yetkisi bulunmaktadır.

Genel kurulca, kooperatif amaçlarının gerçekleştirilmesi ve eşitlik ilkesi gözetilerek belirlenen ödenti, gecikme faizi vb. gibi parasal yükümlülüklerin, ortaklarca, yine genel kurulca belirlenen esaslar doğrultusunda yerine getirilmesi; aksi davranışta bulunan ortaklar içinde Anasözleşmede belirtilen yaptırımların uygulanması gerekmektedir. Parasal yükümlülüklerini hiç veya zamanında yerine getirmeyen ortaklar için yapılacak uygulamanın (gecikme faizi, ortaklıktan çıkarma), borç miktarı, gecikme süresi, kooperatifin durumu gibi kıstaslar gözönüne alınarak yönetim kurulunca belirlenmesi uygun olacaktır.

1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 23. maddesine göre, ortaklar, bu Kanunun kabul ettiği esaslar çerçevesinde hak ve vecibelerde eşit olduklarından, parasal yükümlülüğünü bilinçli olarak yerine getirmeyen ortakla, ekonomik nedenlerle yerine getirmeyen ortak arasında bir ayrım yapılması mümkün değildir.
________________________________________

Soru: Yönetim kurulu üyelerine tercihli daire verilebilir mi?
Cevap: 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 56. maddesinde;

“Yönetim kurulu üyelerine genel kurulca belirlenen aylık ücret, huzur hakkı, risturn ve yolluk dışında hiçbir ad altında başkaca ödeme yapılamaz.”

denilmektedir.

Buna göre, yönetim kurulu üyeleri yaptıkları hizmetler nedeniyle, Kanunun anılan maddesinde öngörülen imkanlara kavuşturulmuş bulunmaktadır. Bunun dışında kalan hususlarda bir yönetim kurulu üyesi ile kooperatif ortağı arasında her hangi bir fark görülmemekte, diğer ortaklar gibi aynı hak ve yükümlülüklere sahip olunmaktadır.

Kanun ve Anasözleşmelerde, yönetim kurulu üyelerine kura çekimine tabi tutulmadan tercihli daire seçme hakkının verilmesine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığından, böyle bir uygulama 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 23. maddesindeki eşitlik kuralına aykırılık teşkil edecektir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 23. maddesinde öngörülen bu kural emredici nitelikte olup, kura çekimi işlemlerinde de uygulanması gerekmektedir.
________________________________________

Soru: Bir genel kurulu kararı bir sonraki genel kurul kararıyla değiştirilebilir mi?
Cevap: Genel kurulca verilmiş kararların, sonradan başka bir genel kurul kararıyla değiştirilmediği ya da mahkeme tarafından iptal edilmediği sürece yürürlükte olacağı ve uygulanması gerekeceği doğaldır.
________________________________________

Soru: Kooperatif yönetim kurulunca genel kurul kararı olmaksızın para istenilebilir mi?
Cevap: Konut Yapı Kooperatifi Örnek Anasözleşmesinin 23. maddesine göre, ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek yetkisi genel kurulun görev ve yetkilerindendir.

Bu nedenle, genel kurul kararı olmaksızın yönetim kurulu kararı ile ortaklardan herhangi bir ödemenin istenmesi mümkün bulunmamaktadır.
________________________________________

Soru: Denetim kurulu üyeleri genel kurulu toplantıya çağırabilir mi?
Cevap: 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 43. maddesine göre, gerektiğinde denetçiler kurulu, kooperatifin ortağı bulunduğu üstbirlik ve tasfiye memurları genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptir.

Bu çerçevede, denetçilerin gerektiğinde genel kurulu toplantıya çağırmadan önce yönetim kurulu üyelerinin onayını almasına gerek bulunmamaktadır.
________________________________________

Soru: Eski yönetim kurulunun devir ve teslim işlemleri konusunda bilgi verir misiniz?
Cevap: Konut Yapı Kooperatifi Anasözleşmesinin 73. maddesi gereğince, yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurları görev devir ve teslimleri sırasında sorumlulukları altındaki para, mal, defter, belge ve diğer kooperatif varlıklarını bir tutanakla yeni görevlilere teslim etmekle yükümlüdür. Eski yönetim kurulunca bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda, yeni yönetim kurulunun yargı organlarına başvurarak devir ve teslim işlemlerinin gerçekleştirilmesini sağlamaya çalışması mümkün bulunmaktadır.
________________________________________

Soru: Ferdi Mülkiyete geçen kooperatiflerin tasfiyeden dönüp dönemeyeceği konusunda bilgi verir misiniz?
Cevap: 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 81. maddesine göre; Konut Yapı Kooperatifleri, Anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesi ile amacına ulaşmış sayılır ve dağıtılır. Ancak, tescil tarihinden itibaren altı ay içerisinde usulüne uygun şekilde Anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz.

Bu nedenle, Kooperatifler Kanununun 81. maddesinde öngörülen 6 aylık süre içinde amaç değişikliği yapmayarak tasfiyesine karar verilen ve halen tasfiye işlemleri sürmekte olan kooperatifin tasfiyesinden dönülmesi mümkün bulunmamakta ve tasfiye işlemlerinin tamamlanması gerekmektedir.
______________________________________

Soru: Ölen ortağın durumu konusunda bilgi verir misiniz?
Cevap: Örnek Anasözleşmesinin “Ölen Ortağın Durumu” başlıklı maddesinde; “Ölen ortağın kanuni mirasçılarının üç ay içinde temsilci tayin ederek kooperatife bildirmeleri halinde, ortaklık hak ve yükümlülükleri kanuni mirasçıları lehine devam eder.

Mirasçıların temsilci tayin etmemeleri ve ortaklığa devam etmek istememeleri halinde, ölen ortağın alacak ve borçları 15’nci madde hükümlerine göre tasfiye edilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, ölen ortakların kanuni mirasçılarının üç ay içinde temsilci tayin etmemeleri halinde, 15. madde hükümlerine göre alacak ve borçlarının tasfiye edilmesi gerekecektir.

Öte yandan, ölen ortakların adreslerinin de bilinemediği durumlarda ortakların, 15. madde uyarınca doğan alacaklarının Bankalarda açtırılacak özel bir hesapta korunması ve kanuni mirasçılarının adreslerine ulaşılması yönünde çaba sarf edilerek, mirasçıların bu alacağı tahsile davet edilmesi yerinde görülmektedir.

Ayrıca, anasözleşmenin 15. maddesi uyarınca, ortaklığı sona erenlerin alacak ve hakları, bunları isteyebilecekleri günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Dolayısıyla, kanuni mirasçıların son isteme tarihinden itibaren beş yıl süre ile alacak ve hakları istememeleri durumunda, ölen ortağın belirtilen alacak ve haklarının kooperatif hesaplarına gelir kaydedilmesi uygundur.
________________________________________
Soru: Ortaklığın devri, devir alan ortağın yükümlülükleri konusunda bilgi verir misiniz?
Cevap: Konut Yapı Kooperatifleri Örnek Anasözleşmesinin “Ortaklığın Devri” başlıklı 17/3. maddesinde; “Devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer, kooperatifçe bu devir sebebiyle taraflardan ayrıca bir ödemede bulunmaları istenemez.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre, kooperatif ortaklığının devredilmesi sebebiyle, devir eden ortağın kooperatife karşı olan tüm hak ve yükümlülükleri, ortaklığı devir alan kişiye geçmektedir.

Dolayısıyla, kooperatifin geçmiş dönemlerdeki iş ve işlemlerinden doğan borçlarının mevcut kooperatif ortakları tarafından karşılanması ve ortaklığı devralan kişilerin de bu döneme ilişkin olarak payına düşen borçları ödemesi gerekmektedir.

Ancak, ortaklığın devri sırasında taraflarca düzenlenen devir senedinde, ortaklığın devri ile ilgili özel hükümlere yer verilmiş ise, devir alan ortağın kooperatife ödediği geçmiş döneme ilişkin borçları, devir sözleşmesinde yer alan özel hükümler nedeniyle ortaklığı devreden kişiden istemesi de mümkün görülmektedir.
________________________________________

Soru: Ortaklıktan çıkarılma kararı kesinleşmeden yeni ortak alınabilir mi?
Cevap: Konut Yapı Kooperatifi Örnek Anasözleşmesinin 14. maddesinde ortaklıktan çıkarılma şekil ve şartlarına yer verildiği gibi, ortakların bu maddede gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamayacağı ve haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamayacağı hüküm altına alınmış bulunmaktadır.

Söz konusu hüküm karşısında ortaklıktan çıkarılma kararı kesinleşmeden konutun bir başkasına verilmesinin yasal olmadığı, ayrıca bir ortağın ihraç işleminin sonucu beklenmeden tekrar ortaklıktan çıkarılması hususunda yasada engelleyici bir hüküm bulunmamakla beraber, böyle bir işlemin iyi niyet esasları ile bağdaşmayacağı, dolayısıyla ihraç işlemi ile ilgili sonucun beklenmesinin yerinde olacağı düşünülmektedir.
________________________________________

Soru: Haklarında çıkarılma kararı kesinleşmeyen ortakların genel kurul toplantısına katılabilirler mi?
Cevap: 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’ nun 16. maddesi ile Konut Yapı Kooperatifi Örnek Anasözleşmesinin 14. maddesinde, haklarında çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların hak ve yükümlülüklerinin çıkarma kararı kesinleşinceye kadar devam edeceği belirtilmiş, Kanun’ un 23. maddesinde de ortakların bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşit olduğu hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda belirtilen Kanun hükümleri çerçevesinde, üç aylık itiraz süreleri dolmayan ve dolayısıyla haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların diğer ortaklar gibi genel kurul toplantılarına davet edilmeleri gerekmektedir.
________________________________________

Soru: Kooperatife yeni giren ortaktan genel kurul kararıyla para talep edilebilir mi?
Cevap: Konut Yapı Kooperatifi Örnek Anasözleşmesinin “Ortaklığa Kabul” başlıklı 11. maddesinde; “İstekli, ortaklığa alındığı takdirde, kararın kendisine bildirildiği tarihten itibaren bir ay içinde sermaye taahhüdünün diğer ortaklarca ödenmiş taksiti ile diğer ortakların her birinin o tarihe kadar ödemiş oldukları paralara eşit meblağı bir defada öder. 17’ nci madde uyarınca devir yoluyla ortaklığa alınanlar hariç olmak üzere daha sonra ortaklığa kabul edileceklerden, yukarıdaki fıkrada belirtilen meblağın üzerine para talep edilmesi genel kurulun bu hususta karar alması halinde mümkündür” hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, genel kurulca karar alınması şartıyla ilave para talep edilebilecektir. Ancak, eski ortağın ödediği paranın üzerinde para talep edilmesi yönünde bir karar alınmadan kooperatife ortak kabul edilen kişilerden, ortak olmalarından sonra yapılan bir genel kurul toplantısında alınan kararla ek bir para istenilmesi anasözleşmenin belirtilen maddesine aykırı olacaktır.
________________________________________

Soru: Genel kurul yönetim kurulunu her zaman azledebilir mi?
Cevap: 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’ na göre kooperatifin en yetkili organı olan genel kurulun, görev süreleri dolmayan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin yeniden seçimini de konu alan bir gündemle toplanması, gündemde olmasa dahi anılan Yasa’ nın 46/son maddesinde öngörülen şekilde yönetim ve denetim kurulu üyelerinin azli ile yerlerine yenilerinin seçilmesini gündemine alarak görüşüp karara bağlaması her zaman mümkün bulunmaktadır.
________________________________________

Soru: Gündeme madde ilave edilebilir mi?
Cevap: 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’ nun 46. maddesi çerçevesinde düzenlenen Konut Yapı Kooperatifi Örnek Anasözleşmesinin 31. maddesinde; “Dörtten az olmamak üzere ortakların en az 1/10’u tarafından genel kurul toplantı tarihinden en az yirmi gün önce müştereken ve noter tebligatı ile bildirilecek hususların gündeme konulması zorunludur” hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, gündeme konulması istenilen hususların “müştereken” gönderilecek bir tebligatla kooperatife bildirilmesi gerektiği açık olmakla birlikte, anasözleşmede sayılan diğer şartların ( Dörtten az olmamak üzere ortakların en az 1/10’u tarafından genel kurul toplantı tarihinden en az yirmi gün önce ) yerine getirilmesi durumunda; müştereken tebligatın dışında değişik şehirlerde yerleşik ortaklar tarafından ayrı ayrı yapılacak bildirimlerde yer alacak hususların, ortağın hür iradesini yansıtması nedeniyle gündeme alınması gerektiği düşünülmektedir.
________________________________________

Soru: Yönetim kurulu toplantı nisabı nedir?
Cevap: Konut Yapı Kooperatifi Örnek Anasözleşmesinin 45/2. maddesine göre, yönetim kurulu toplantıları yarıdan fazla üyenin katılmasıyla yapılabilmekte, dolayısıyla 3 kişilik yönetim kurulunun 2 kişi ile 5 kişilik yönetim kurulu 3 kişi ile 7 kişilik yönetim kurulu ise 5 kişi ile toplanarak karar alması mümkün bulunmaktadır.
________________________________________

Soru: Kooperatif paralarının vadeli hesapta ya da döviz hesabında tutulabilir mi?
Cevap: 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 62. maddesine; “Yönetim kurulu, kooperatif işlerinin yönetim için gereken titizliği gösterir ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda bütün gayretini sarf eder” hükmü öngörülmüştür.

Buna göre, banka seçimine ilişkin sorumluluk kooperatif yönetim kuruluna ait olmak üzere, kooperatifin atıl duran parasının enflasyona karşı korunması amacıyla vadeli hesaplarda veya dövize çevrilerek döviz hesabında değerlendirilerek faiz alınmasında kooperatif mevzuatına aykırılık görülmemektedir.
________________________________________

Soru: Tasfiye halindeki kooperatiflerde diğer organların durumu nedir?
Cevap: Konut Yapı Kooperatifi Örnek Anasözleşmesinin 44. maddesinde, “Yönetim Kurulunun, kanun ve anasözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetlerini yöneten ve onu temsil eden icra organı olduğu; aynı Anasözleşmenin 87. maddesinde de, Tasfiye Kurulunun, tasfiye işlerinin bir an önce bitirilmesi için çalışmakla yükümlü bulunduğu ve yine yukarıda belirtilen maddelerde ayrıca gerek yönetim kurulunun ve gerekse tasfiye kurulunun görev ve yetkilerine ilişkin hükümlere yer verildiği bilinmektedir.

Yukarıda belirtilen anasözleşme hükümlerinden anlaşılacağı gibi; yönetim kurulu ile tasfiye kurulunun görevleri arasında işlevi bakımından büyük farklılıklar bulunmakta, kooperatifin tasfiye haline girmesiyle tasfiye kurulu seçilmekle birlikte bu durum kooperatif yönetim kurulunun yürütme organı niteliğini değiştirmemekte, ancak yönetim kurulunun görevleri nitelikleri gereği tasfiye kurulunca yapılamayan işlemlerle sınırlı kalmaktadır.

Nitekim, Türk Ticaret Kanununun 440/1 maddesinde yer alan, “...... tasfiye haline girince; organların vazife ve selahiyetleri, tasfiyenin yapılabilmesi için zaruri olan, fakat mahiyetleri icabı tasfiye memurlarınca yapılamayan muamelelere inhisar eder” hükmü karşısında, yönetim ve denetim kurulları seçimlerinin yapılması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Öte yandan, Anasözleşmenin 86. maddesi uyarınca; genel kurul tarafından, yönetim kurulunun tasfiye işlerini yürütmek üzere görevlendirilmesi mümkün bulunmaktadır

Köprülü kavşak nedir ?

Karayolu ulaşımında daha büyük bir kapasite ve yüksek hızların devamını sağlamak, araçlara ilişkin sorunları en aza indirgemek ve sonuç olarak trafik güvenliğini artırmak gibi işlevsel kriterlere göre tasarlanan yapılardır.

Köprülü kavşak nedir?
Köprülü kavşak , yön değiştirmelerin yer aldığı iki ana trafik akımının dikey olarak ayıran sistemlerde kullanılır. Bir başka deyişle modern köprülü kavşak birbiri ile bağlantılı rampaların kavisli bir şekilde ayrılmasıdır.

Köprülü kavşaklar, daha büyük bir kapasite sağlamak, yüksek hızların devamını sağlamak, araçlara ilişkin sorunları en aza indirgemek ve sonuç olarak trafik güvenliğini artırmak gibi işlevsel kriterlere ve bölgeler arası politik sisteme göre tasarlanır.

Bir köprülü kavşakta trafik haraketleri mümkün olduğunca basit olmalı ve sürücüye sürpriz teşkil edecek olaylar en az oranda yer almalıdır. Bu başarıldığında iyi bir tasarım gerçekleştirilmiş demektir.

Köprülü kavşakların kullanım yerleri nerelerdir?
Her şeyden önce "Kavşaklar nerelerde kullanılmalıdır ?" sorusuna cevap verecek sistemler şöyle sıralanabilinir;
- Tali yol - tali yol
- Tali yol - ana yol
- Ana yol - ana yol
- Anayol - ekspres / otoyol

Tüm bu sistemlerin tasarımı aşamasında göz önünde bulundurulması gereken temel hususlar şöyle sıralanabilinir;
- Dikey ve yatay doğrultular, çalışma koşullarına uygun olmalıdır.
- Kavşaktaki ve kavşak civarındaki yollar doğal olmalıdır.
- Görüş mesafesi koşullan açısından yeterli olmalıdır.
- Proje çevre koşullarına uygun olmalıdır.

Kırsal alanlarda kavşaklar, kentsel alanlardaki kavşaklara oranla nispeten farklı şekilde önemli güvenlik sorunları içerirler. Başlıca sorunlar, kavşakta dönüş yapmak üzere yavaşlayan ya da duran araçlardan kaynaklanan hız farklılıklarından doğmaktadır. Tali kavşaklarda hız farklılıkları büyük ölçüde kavşağın aydınlatılması ve trafiğin, sola dönüş yapmak için bekleyen aracın sağına alınması ile azaltılabilinir. Bunun için sola dönüş şeridi teşkil edilir. Ancak sola dönüş yapan araç yok ise bu teşkil edilen şerit bir iç şerit halini alır. Sağa dönüş yapan araçların seri akımını sağlamak amacıyla dönüş platformları sıkça kullanılır. Bu platformların geometrik tasarımı, istenilen hız ve geçiş üstünlüğü arasındaki devreye göre ayarlanır.

Bu gibi platformlarda oluşan kazalar, ana yola geçmek için bekleyen sürücünün kavşağa yaklaşan diğer bir aracın dikey manevrası ile karşılaştığı anda oluşur. Bu tip kazaları önlemek için tasarımcı, ya kavşakla bağlantı noktalarını birbirlerine yaklaştırarak, dönüş platformlarını oldukça tutucu bir şekilde düşünmeli ya da geçiş üstünlüğü kuralı uygularken dönüş platformu ile iç şeritler arasında en az 800 feet'lik (245 m.) ayrı bir alan oluşturmalıdır.

Bir köprülü kavşakta trafik haraketleri mümkün olduğunca basit olmalı ve sürücüye sürpriz teşkil edecek olaylar en az oranda yer almalıdır. Bu başarıldığında iyi bir tasarım gerçekleştirilmiş demektir.


Köprülü kavşak kullanımından kaynaklanan sorunlar nelerdir?
Köprülü kavşaklar, topoğrafik alanının durumu ve tasarımcının yaratıcı düşüncesine bağlı olarak pek çok şekillerde bulunurlar.Geçmiş yıllara dayanan deneyimler sonucu ortaya çıkan sorunlar şöyle sıralanabilinir;
- Yetersiz tanımlanmış çıkış noktaları : Eğer sürücüler, dikey hat nedeniyle rampa duruşunu erken farkedemeyip mevcut hız azaltma alanını kullanmazsa, rampa tasarım koşullarını aşarak ana şeritlere geçme ihtimalleri bulunmaktadır.
- Ani hız değişiklikleri : Tehlikeli, çıkış rampa dizaynları, çoğunlukla sürücünün umduğundan daha ani değişikliklere neden olur.
- Dengesiz görüş alanı : Çoğu kez, sürücünün uygun manevrayı yapacak planlama için yeterli görüş alanı sağlanamaz.
- Karışık geometrik durum : Kağıt üzerinde iyi planlanmış gibi görünen fakat sonuçta sürücüyü karışıklığa sürükleyen çok kanallı kavşaklar ve rampa terminalleri yapılmaktadır.
- Yetersiz tanımlanmış giriş noktaları : Bu durum iki esas problemi içermektedir. Birincisi rampayı kesen yoldan giriş; ikincisi de otoyolla giriş veya birleşme noktasının sağlıklı bir şekilde belirlenmemesidir.
- Doğal olmayan kaynaşma koşulları : Soldan girişler doğal olmayan manevralar gerektirir. Sürücünün daha az görüş açısı ve deneyimi olduğundan soldan trafiğe doğru olarak giremez.
Ayrıca yüksek hacimli bir trafik yığınına saatte 45 - 50 mil hız ile girmesi beklenemez.
- Aldatıcı veya sağlıksız görüş açısı : Bir otoyola giriş çok kompleks bir manevradır. Emniyetli ve etkili bir şekilde kaynaşmak için sürücünün, içine karıştığı trafik yoğunluğunu uygun bir perspektif ile görebilmesi gerekir.
Yukarıda bahsedilen problemlerden de anlaşılacağı üzere köprülü kavşak deyince, akla tek tip bir yapı gelmemektedir. Tasarımı yapacak kimsenin insiyatifine ve köprülü kavşağın kaplayacağı alana göre bir çok kavşak dizaynı yapmak mümkündür. Kavşakların birbirlerine kıyasla avantaj ve dezavantajları olduğu kaçınılmaz bir gerçektir. Her tasarımcı, bütün trafik ve çevre koşullarını dikkate alarak sorunsuz bir kavşak projelendirmelidir.

Köprülü kavşakların avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Köprülü kavşak tiplerinin avantaj ve dezavantajları şu şekilde sıralanabilinir;
- Trompet kavşak
- İlgili donanımları, yüksek hızda yarı direkt hareketlerle ağır dönüşler için yeterli trafik hacmindedir.
- Tek yapı gerektirmektedir.
- Örülme yoktur. (Örülme : Dar açılı kesişmelere verilen addır.)
- Tüm hareketlerin serbestçe akımını sağlayan yüksek kapasitededir.
- Kavşak ayağı ve kollarda eğim arttıkça kavşak kapasitesi azalır.
- Köprülü rotari kavşak
- İlgili donanımları, şehir dışındaki kavşaklar ile dört veya daha fazla yaklaşımlı hız ve hacmi yüksek olmayan yerler için basit bir çözümdür.
- Büyük mülk (alan) gerektirmektedir.
- Örülme kesitlerinin hız ve kapasiteleri sınırlıdır.
- Yönlendirici işaretleme gerekmedikçe çevre çapı, örülme kesitlerinde, donanımlara uygun boyu büyültmektedir.
- Tek diamond kavşak
- Yapının ilersindeki tek girişler yüksek standartlıdır.
- Yapının ötesindeki tek çıkışlar yüksek standartlıdır.
- Kullanılan mülk (alan) ve yapısal maliyet ekonomiktir.
- Sürekli yolda tek girişler işaretlemeyi basitleştirici özelliktedir.
- Yapının (kavşağın) altında veya üstünde şerit değiştirmek için sürate ihtiyaç yoktur.
- Sürekli yolda örülmeler yoktur.
- Yan yollarda sol dönüş hareketleri kapasitenin altındadır. ,
- Yan yoldan ana yola geçişlerde ve bilhassa yan yolun rampa terminallerinde görüş sağlamak zorlaşmaktadır.
- Yan yol üzerinde kaza olabilecek bir çok noktada sinyalizasyon yapılmadıkça proje potansiyeli artırılamaz.
- Yolda yanlış hareketler muhtemeldir.
- Şaşırtmalı yonca kavşak
- Ana yolda hızlı trafikte, yapının ilerisine yerleştirilen giriş terminalleri tercih edilir.
- Örülmeler elemine edilmiştir.
- Tek girişler sürekli yolda işaretlemeyi basitleştirici özelliktedir.
- Gelecekteki hacimsel genişleme, açılmalar ve ekstra şeritlerin eklenmesine elverişlidir.
- Yan yollardan gelen sol dönüşler doğal sağ dönüşleri değiştirir.
- Şaşırtmalı yonca kavşak
- Ana yolda hızlı trafikte, yapının ilerisine yerleştirilen giriş terminalleri tercih edilir.
- Örülmeler elemine edilmiştir.
- Yan yollar üzerindeki rampa terminallerinin kapasite ve emniyeti, uç noktalarında limittedir.
- Yan yollar sol dönüş hareketleri için durdurucu durumdadır. Yan yollar üzerinde sol dönüşler şeritte beklemeyi
gerektirir.
- Yonca kavşak
- Tek yapısal projelendirme, sol dönüşlerde mücadeleyi elemine etmiştir.
- Trafik sinyalizasyonu zorunlu değildir.
- Eğer zorunluysa, kademeli inşa edilebilirler.
- Büyük alan isterler.
- Sürekli yol ve yan yoldaki her iki örülme kritik limit kapasitesindedir.
- Sürekli yolda duble giriş işaretlemeleri komplikedir.
- İlave örülme şeritleri üst ve alt yapı maliyetlerini arttırmaktadır.
- İç döngülerdeki yavaşlamalarda kifayetsiz uzunluklar, sürekli yolun hızını ve kontrol hızını düşürmektedir.
- Emniyet özellikleri düşüktür.

Köprülü kavşaklarda ne tür  trafik kazaları meydana gelmektedir?
Tüm bu kavşak tiplerinde olan belirli tip kazalar, köprülü kavşağın tip ve tasarımı ile doğrudan veya yarı doğrudan ilgilidir. Belirli tip kazalar şu şekilde sıralanabilinir;
- Arkadan vurma şeklinde çarpışmalar : Bu tip kazalara çok sık rastlanır. Sürücünün aynı anda hem omuz hizasından trafiği kontrol edip hemde öndeki boşluğu doldurması sonucu giriş rampasında meydana gelir.
- Sabit objeye çarpmalar: Bu tip kazalar, köprünün yapısı nedeniyle inşa edilmiş bulunan sabit objeler nedeniyle meydana gelir. Platformdaki payanda çıkıntıları yüksek oranda kazalara neden olmaktadır.
- Yol dışına taşma sonucu doğan kazalar: Köprülü kavşaklar karar noktaları olup tehlikeli geometrik noktalardan oluşurlar. Bu iki unsurun birleşmesi sonucu kontrol kaybından doğan kazalar meydana gelir.
- Kavram karışıklıkları: Yüzey tipi köprülü kavşak sistemleri meyilli köprülü kavşakları ortaya çıkarır. Bu kavşaklar yapıya çok yakın olup köprü yayları, trafik bariyerleri ve kesişen platformun dik hattı nedeniyle belirli bir görüş açısı ile sınırlıdır.
- Yanlış yol hareketleri: Tüm hallerde yanlış yol hareketleri köprülü kavşakta başlar. Bazı durumlar kaçınılmazdır. Ancak diğerleri, tasarımın doğrudan sonuncusu olarak sürücü hatasından doğar.

Kırsal koşullarda en yüksek kaza oranının çıkış rampalarında olduğu gözlenmiştir. Ancak bu kazaların çoğu otoyol hızında, tehlikeli rampa koşullarına geçiş yapan sürücülerden doğmaktadır.
Giriş rampalarında oluşan kaza oranı, yaklaşık olarak çıkış rampasında oluşan kaza oranının yarısıdır.

Kentsel koşullarda en yüksek kaza oranı giriş rampasında meydana gelmektedir. Sürücünün yoğun trafikte boş yer ararken arkadaki arabayı kontrol edememesinden kaynaklanmaktadır.

Çıkış rampasında oluşan kazalarda ise sistemdeki kontrol tertibatının durması sonucu arkadan vurmalar şeklinde oluşmaktadır. (Kaynak: Dr. M. Kürşat Çubuk; Gazi Üni. Müh. Mim. Fak. Inş. Müh. Böl. Ulaştırma A.B.D. Öğretim Elemanı, II. ULAŞIM VE TRAFİK KONGRESİ - SERGİSİ, 1.GİRİŞ 2012)

Abak nedir?

İnşaat mühendisleri hesap insanlarıdır.
Ve hesap yaparken de çok sayıda formül kullanırlar.
İşte mühendislerin betonarme hesaplarında kullandıkları formüllerden oluşan tablolara abak denir.

Abrams kuralı nedir?

İngilizcesi Abrams' Law olarak bilinir. Bir inşaat mühendisliği terimidir.

"Beton ne kadar az su içerirse, o kadar dayanıklı olur" anlamına gelen bir kuraldır.

Kural, aynı beton bileşenleri (karışım içeriği) ve test koşullarında karışımdaki çimento miktarı ve su/çimento oranının beton karışımının işlenebilir olması koşuluyla, beton dayanımını belirlediğini belirtir.

Kural, 1892 yılında Fransa’da Ferret ve daha sonra Amerika’da Abram’s tarafından ortaya konulmuştur.

Bu kurala göre, bir beton veya harcın mukavemeti yalnız, karışımda kullanılan su kütlesinin, çimento kütlesine oranına bağlıdır.

Kuralın kritik cümlesi şudur:
As the water content increases the strength decreases.
YANİ: Su içeriği arttıkça mukavemet azalır.

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Uğur Koçkal, beton harcına bilinçsizce su ekleyerek su-çimento oranının değiştirilmesini ”inşaatın temeline dinamit koymak”la bir tutanlardandır.

Yrd. Doç. Dr. Uğur Koçkal, döküm yerine nakledilecek betonun hazırlanmasında kuru karışımlı sistem ve yaş karışımlı sistem olmak üzere iki yöntem olduğunu söyler ve yaş karışımlı hazır betonda, su dahil tüm katkı maddelerinin beton santralinde ölçülerek karıştırıldığını, kuru karışımlı hazır betonda ise çimentonun ve katkı maddelerinin santralde eklendiğini ancak kimyasal katkılar ile suyun teslim yerinde ölçülerek karıştırıldığını anlatır.

Türkiye’de yaş karışımlı hazır betonun tercih edildiğini ancak betonun uzun mesafeye taşınması gereken durumlarda kuru karışımlı betonun kullanılması gerektiğini kaydeden Koçkal, yaş karışım esasına göre hazırlanan betonun taşınması sırasında su kaybı yaşandığını, döküm yerine ulaşıldığında buharlaşmaya bağlı olarak kıvam kaybı ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu belirtir.

Çoğu kez niteliksiz işçiler tarafından kıvam kaybı yaşanan beton harcına su eklendiğini ifade eden Koçkal, şöyle konuşur:

”Bu işlem beton harcında su-çimento oranını değiştiriyor. Çimento ile su reaksiyona girdikten sonra fazla su, döküm sonrası bünyeden uzaklaşarak yapı içinde boşluklar oluşturur. Bu boşluklar ise betonun mukavemetini ve dayanımını olumsuz etkiler. Yani beton harcının taşınması sırasında, suyun buharlaşması sonucu oluşacak kıvam kaybını telafi etmek için beton harcına bilinçsizce su ekleyerek su-çimento oranını değiştirmek inşaatın temeline dinamit koymakla eşdeğerdir.”

Engineering News Record - ENR

Merkezi New York'ta bulunan, inşaat sektörüne dair, haber, analiz ve veri yayınlayan, tüm dünyada ENR kısa adıyla bilinen, haftalık Amerikan dergisi. Yayıncısı The McGraw-Hill Companies'dir. SON DAKİKA: ENR, 2013'ün en müteahhitlik firmalarını listeledi, listede 25 Türk firması var. İşte devler ligindeki Türk firmaları...

Türkiye'de, inşaat sektörü bu dergiye çok önem verir. Bu kadar önem verilmesinin bir nedeni, dünya inşaat sektörünü tanımak ise, bir diğeri, bu derginin her yıl, DÜNYANIN EN BÜYÜK İNŞAAT ŞİRKETLERİ LİSTESİNİ yayınlıyor olmasıdır.

Söz konusu listeye, her yıl Türkiye'den çok sayıda şirket girmektedir. Bu listeye giren Türk şirketleri, reklam ve halkla ilişkiler faaliyetlerinde LİSTEDE OLDUKLARINI DUYURMAYI çok önemserler.

Dünyanın en büyük inşaat şirketleri listesi, 225 şirketten oluşturulur.

BURASI ÇOK ÖNEMLİ
ENR sıralamaları, firmaların başvurusuyla yapılır. Listeye giren şirketlerin çoğunluğu halka açık şirketler değildir ve bilançoları bilinmez. Bir inşaat şirketi ENR anketini doldurarak, listeleme faaliyetine dahil olabilir. Listeler, beyana göre oluşturulmaktadır. Sıralama toplam ciroya göre yapılır. Yani sıralama firmaların büyüklük ve kurumsallık karşılaştırması değil; ciro sıralamasıdır.

ENR'nin 2013 listesindeki 25 Türk müteahhitlik firması hangileri?
ENR (Engineering News Record) dünyanın en büyük uluslararası inşaat firmalarını açıkladı. Türk müteahhitler, yayınlanan 30 farklı faaliyet kategorisinde toplam 25 firma ile yer alarak tüm dünyada en iyiler arasına girmeyi başardı.

ENR (Engineering News Record), ilk kez çeşitli faaliyet alanlarında üstlendikleri projelere göre dünyanın en büyük uluslararası inşaat firmalarını açıkladı.

Türk müteahhitler, yayınlanan 30 farklı faaliyet kategorisinde toplam 25 firma ile yer alarak tüm dünyada en iyiler arasına girmeyi başardı.

TMB Başkanı Emin Sazak, “Türk müteahhitlerin uluslararası faaliyetlerinin 42 yıllık serüveninde 2000’li yıllar pazarların ve projelerin çeşitlendiği, yıllık uluslararası iş hacminin 10 kattan fazla artış gösterdiği, bu açıdan dikkat çekici bir rekabet gücü patlaması yaşandığı ve dünya markalığına yöneliş eğilimlerinin başladığı dönem olmuştur.

2010’lu yıllar ise Türk müteahhitlerin dünyada uzmanlıkları ile de rekabet güçlerini kanıtladıkları bir dönem olarak anılacaktır. ENR tarafından küresel ölçekte ve 30 faaliyet alanı bazında yapılan sıralamada 25 firmamızın öne çıkmış olması bunu kanıtlamakta, Türk müteahhitliğinin yeni ve iddialı bir dönüşüm sürecinde başarıyla yol aldığına işaret etmektedir. Bundan büyük gurur duyuyoruz” dedi.

ENR’nin geçmiş yıllarda yaptığı sıralamalarda sektörel ayırımlara gidilmiyordu.


En büyük müteahhitler listesindeki Türk firmaları

Formen Nedir ?

İşçilerin düzenli ve verimli çalışmasını sağlayan ve işçiler üzerinde otoriteye sahip olan kişidir. Formen, inşaatta bir işçinin gelebileceği en yüksek mevkiidir. Formenin konumu mühendisin altı, kalfa ve ustabaşının üstündedir.

Formen ne demektir? 
Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre “formen” kelimesi dilimize İngilizce “foreman” kelimesinden geçmiştir. Formen’in iki anlamı vardır;
1. (isim) Ustabaşı.
2. İşçilerin düzenli ve verimli çalışmasını sağlayan ve işçiler üzerinde otoritesi olan işçi.

Formen nasıl olunur? 
İnşaat formeni olmak için "direkt olarak"  bir belge , bir sertifika veya başka bir evrağa ihtiyaç yoktur. Üniversitenin her hangi bir bölümünden yada bir meslek lisenin bölümünden mezun olunarak da elde edilemez formenlik. Şantiye ortamında herhangi biri ben formen olacağım da diyemez. Uzun zaman işçilikte yetişmiş biri usta olur, usta usta başı olur, usta başı çalıştığı şirketle ve şantiye şefiyle proje müdürü ile iyi olur ve kendisine bir sorumlulukla beraber sahada bulunduğu bölümden sorumlu yapılır. Her şey ilk ondan sorulur ve o da bütün sahadaki imalattan sorumlu olarak formen olur.

İnşaat mühendisi ve formen nasıl çalışır?
Türkiye’ye has bir özellik olan arazi ya da saha mühendisliği aslında formenin işidir. Sahadan sorumlu mühendis olur, yapılan işleri takip ederek saha ile ofis arasındaki aracı olur. Ama Türkiye’de inşaat mühendisleri direkt formen gibi çalışır. Mühendis formenle iletişim kurar, edindiği bilgileri ofisle paylaşır, ofisten aldığı bilgileri formen vasıtasıyla sahaya uygulatır. Formen ne kadar başarılı olursa kendisi de o kadar başarılıdır. Ama Türkiye’de bir çok üst yapı işinde mühendis işçiyse de muhattap olur, bütün yürütülmesi gereken işleri kendi organize eder.

İyi bir formen de bir şirket için çok önemlidir, bir çok mühendis kabul etmese de formen olmadan saha yürümez. Belki şantiye şefi de olmasa proje müdürü de hatta mühendis olmasa da olur fakat formen olmazsa olmaz. Formen eline ne çekiç ne çivi ne de başka bir şey alır sadece iletişim bilgileriyle ve tecrübesiyle iş yaptırır. İş tecrübesi 10 yılın altında olan bir işçi formen olamaz , bu işin çekirdeğinden yetişmek ve işi çok iyi bilmek çok önemlidir.

Mühendisler şirketler için gelip geçici elemandır. Ama formenler öyle değildir. Genelde başladıkları yerlerden devam ederler. Çünkü formen çalıştığı yeri kaybedince bütün kıdemini kaybeder, üstlerini az tanıyan formen iş yaptıramaz.

Formen mühendisi işinden de eder, kral da eder. Bu arada yeni kanunlara göre usta ve işçi olmak için de sertifika gerekmektedir ama formenliğin böyle bir şeye ihtiyacı yoktur. Formen de devlet gözünde işçi veya usta olduğu için bu iki belgeden birine sahip olması gerekmektedir. Maaşlar içinse çalışılan şirkete göre değişiklik olabilir.

Formen olmak için kendi çevrenizin yanında iş ilanlarını da takip etmeniz faydalı olacaktır.

ACI nedir?

Amerikan Beton Enstitüsü'nün İngilizcesi'nin kısaltması. Asıl açılımı: American Concrete Institute (ACI)

ACI nedir?
Amerikan Beton Enstitüsü'nün İngilizcesi'nin kısaltması. Asıl açılımı: American Concrete Institute (ACI) Şu adresten ulaşabilirsiniz:

Ne işe yarar bu kurum?
Betonla ilgili standartlar belirleyen bir kurumdur ve bu kurumun standartları, Türkiye gibi pek çok ülke tarafından örnek alınmaktadır.

Buna karşılık olarak henüz TÜRKİYE BETON ENSTİTÜSÜ, yoktur.

Amerika Beton Enstitüsü 1904 yılında, Hindistan Beton Enstitüsü 1982 yılında ve Japon Beton Enstitüsü 1965 yılında kurulmuştur.

SORU VE YANITLARLA BETON ENSTİTÜSÜ:
SORU -Ülkemizdeki çimento fabrikaları denetleniyor mu?
YANIT: Ürün kalitesi açısından kendi kendilerini denetliyorlar.

SORU -Denetim anlamında ciddi eksiklikler bulunan beton, bu kadar önemsiz bir yapı malzemesi midir?
YANIT: Kesinlikle hayır. Beton kalitesi yapının deprem dayanımı açısından çok önemli bir parametredir.

SORU: -Betonun sadece kaliteli üretilmesi yeterli midir?
YANIT: Betonun üretim kalitesi yanında, taşınması, dökümü ve bakımı sırasında gerekli kurallara uymak gerekir.

SORU: -Uyulması gereken bu kurallar nelerdir?
YANIT: Örneğin, beton dökülüp prizini aldıktan sonra sulanması (kür edilmesi) gerekir.

SORU: -Bu kurala ne kadar uyuluyor?
YANIT: Çok az, hatta çok azdan da az !!!

SORU: -Bütün bu olumsuzlukları nasıl aşabiliriz?
YANIT: Görevi beton sektörünü denetlemek olan bir kurum kurarak.

SORU: -Bu konuda bir öneri var mı?
YANIT:  Evet, Fırat İnşaat Mühendisleri Derneği (FİMDER), TÜRKİYE BETON ENSTİTÜSÜ adında bir kurumun oluşturulmasını öneriyor.

SORU: -Dünya da bu iş nasıl yürütülüyor?
YANIT: Amerika, Japonya, Hindistan ve Avrupa’da Beton Enstitüsü adı altında araştırma ve denetleme merkezleri var.

SORU: -Bu kurumların kendi ülkelerindeki işleyişleri nasıldır?
YANIT: Bu kurumlar, ülkelerinin beton ve bileşenleri konusundaki bilimsel çalışmalarını yürütmekte ve uygulamalardaki eksikliklerin giderilmesini sağlamaya çalışmaktadırlar.

SORU: -Yurt dışındaki beton enstitülerinin kuruluşu yeni midir?
YANIT: Amerika Beton Enstitüsü 1904 yılında, Hindistan Beton Enstitüsü 1982 yılında ve Japon Beton Enstitüsü 1965 yılında kurulmuştur.

Grovak nedir?

Türkçe'de bu kelime için 'Kumtaşı' karşılığını kullanıyoruz.

Kum tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır.

Grovak, bir kumun doğal çimentolaşmasından doğan ve kuvars taneleri oranı yüksek olan tortul kayaçtır.

Depreme dayanıklı zemin olarak bilinir.

İstanbul'un Manhattan'ı olarak bilinen Maslak havalisinde zemin "grovak"tır ve bu zemin yüksek katlı binalar için uygun kabul edilmektedir.

İngilizcesi: Greywacke.
Almanca ve Fransızcası: Grauwacke

İnşaat şaftı nedir ?

Binalarda elektrik tesisatı, sıhhi tesisat, mekanik tesisat vs.'nin yer aldığı boşluk. İnşaat şaftının en büyük örnekleri, metro inşaatlarında görülür. Yüksek yapılarda asansör boşluğu da şaft olarak adlandırılır.

İnşaat şaftı ne demektir?
Binalarda elektrik tesisatı, sıhhi tesisat, mekanik tesisat vs.'nin yer aldığı boşluktur. Genellikle apartman boşluğunun çok daha küçüğüdür, bütün katlara servis veren ana damardır.
İnşaat şaftının en büyük örnekleri, metro inşaatlarında görülür.
Yüksek binalarda asansör boşluğu, baca boşluğu gibi boşluklara şaft denir.

Binada mekanik tesisata ilişkin önlemlerde şaftın önemi nedir? 
(...) Pissu, temiz soğuk ve sıcak su tesisatı, fancoil ve klima santralı boruları, taze hava kanalları exhaust kanallarının geçişi için tesisat şaftları yapılacaktır. Şaftlara en fazla üç katta bir girilecek, şaft kapakları konulacaktır. Şaft kapakları, yangının yayılımını önlemek üzere, sızdırmaz ve yangına dayanıklılık sınıfı en az F60 olacaktır. Şaftlarda çalışmak üzere platform ve gemici merpeni yapılacaktır.

Binada elektrik tesisatına ilişkin önlemlerde şaftın önemi nedir? 
(...) Yapı içinde, kuvvetli ve zayıf akım için tesisat şaftları ayrılacaktır. Gerekli hallerde elektrik tesisatlarının, mekanik etkilere veya suya karşı korunması koşuluyla mekanik tesisat şaftları da kullanılabilir. Trafoların zemin üzeri normal katlarda tesis edilmesi halinde kuru tip trafo kullanılacaktır. 0G şaft sistemi ise kapalı tip olacak ve koruma sınıfı en az 1P 40 seçilecektir.

Şaft inşaatında düşmeye karşı alınacak önlem nedir?
Bütün şaftları ve boşlukların trıabzanlarının yanı sıra varsa alt katlara inen merpen tırabzanlarının altına da birer etek tahtası gerekir. Asansör boşluğunun seviyesi, nesnelerin düşmesini önlüyorsa etek tahtası gerekli değildir. (Kaynak: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, KOBİ’ler için İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Rehberi: Risk Değerlendirmesi, İSG Performans İzleme ve Sağlık Tehlikeleri İNŞAAT SEKTÖRÜ)

Metro kazısı şaft inşaatında nelere dikkat edilir?
Şaft ve tünel kazısı sırasında çıkabilecek engeller (su, telekomünikasyon, kanalizasyon, elektrik enerji transmisyon şebekeleri) kontrol edilir ve gerekli deplaseler yapılarak geçiş kotu belirlenir.  

Kullanılacak makine ebatlarına, boru çapına ve geçiş kotuna göre hazırlanmış projeye uygun ebatlarda (yaklaşık 11,50 uzunluğunda ve 4,00 m genişliğinde) şaftın harfiyatının alınmasının ardından kalıplar kurulur, donatılar hazırlanır, sırt betonu ve taban betonu atılır. Gerekirse yan perde duvarları yapılır. İş güvenliği açısından tehlike olmadığı sürece perde duvarların yatay sondaj çalışmasına bir katkısı yoktur.

Şaft kelimesinin genel anlamı nedir?
Şaft, halk arasında mekanik anlamıyla kullanılır: “Motor ile pervane arasında hareketi ileten silindir parça”…

Nitril ve Nitril Eldiven Nedir ?

İnşaat, montaj, depolama, dağıtım, elleçleme, yükleme ve boşaltma, taşıma, bahçe, tamirat gibi pek çok farklı alanda kullanılabilen genel amaçlı bir iş eldivenidir. Nitril eldiven, genel olarak "İş Eldiveni", "İş Eldivenleri" , "İşçi Eldiveni" "inşaat eldiveni" veya "sarı eldiven" olarak da bilinmektedir.

İş eldiveni nedir?
İş eldiveni, sanayi kullanımı için geliştirilmiş özellikli iş güvenliği ürünüdür. İş eldiveni; kaynakçı eldiveni, camcı eldiveni, kesilmeye karşı dayanıklı eldiveni, ısıya dayanıklı eldiveni veya kimyasallara karşı dayanıklı eldiveni olabileceği gibi, genel amaçlı nitril eldiveni de olabilir

Nitril eldivenin özellikleri nelerdir?
Nitril eldiven, el kısmında pamuklu astar üzerine kullanım amacına göre nitril kaplama ve bilek üzerine örgü bileklik kısmından oluşmaktadır. Genel amaçlı olarak kullanılan sarı nitril eldivene ilaveten kauçuk, kevlar gibi özel takviyeli nitril eldivenler de mevcuttur.

Nitril nedir?
Nitril, bütadienin nitril elastomeri vermek üzere akrilonitrille kopolimerizasyonu ile oluşan petrol bazlı, çapraz bağlı bir filmdir.

Nitrilin kalitesinin Lateks ve Vinil gibi diğer materyallerle karşılaştırması nasıldır?
Nitril sert kimyasallara karşı NRL’den çok daha iyi bir bariyerdir. Delinme direnci lateksin ve diğer tüm elpen filmlerininkinden açık ara üstündür. Atkı kuvveti de tipik olarak daha iyidir.

Nitril iyi oturur mu?
Nitrilin elastikiyeti çok iyidir, uzama limitleri tipik olarak %500 veya daha iyidir. Bir miktar hafıza sergiler ve birkaç dakika boyunca giyildikten sonra kullanıcının şekline uyum sağlama eğilimindedir.

Nitril ne zaman kullanılmalıdır?
Nitril eldivenler NRL ürününe alternatif olarak ve yüksek kuvvet ve kimyasal koruma gereken koşullarda ve lateks alerjileri olan bireyler için önerilmektedir.

Müştemilat Nedir ?

Yapı ruhsatı ve yapı kullanma iznine tabi olmayan, ana binaya yapılan yapı ve eklentileridir. Binalarda bulunan avlu, ahır, bahçe, ardiye, kömürlük gibi alanlar müştemilat olarak nitelendiriliyor.

Eklenti anlamını taşıyan müştemilat, ana binaya yapılan ayrı bir işlevi bulunan bölüm, yapı veya eklentiler için kullanılır. Örneğin, evden ayrı inşa edilen depo, ardiye, kömürlük, avlu, ahır, bahçe, balkon, taraça gibi yerler müştemilat olarak nitelendirilir.

Müştemilat yani eklenti, konut veya benzeri yapıların kullanılış amaçlarından herhangi birini tamamlayan diğer yapılar veya yerlerdir şeklinde de tanımlanabilir. Müştemilatı kullanma hakkı, ilgili konut sahiplerinin hakkıdır.

Müştemilat, hangi yönetmelikte nasıl anılır?
Konu ile ilgili hususlar, müştemilat ne demektir sorusunun yanıtı ve ayrıntıları Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği'nde ele alınmıştır;

Madde 4
"27) Yapının parsele oturacak bölümün yatay izdüşümünde kaplayacağı azami alandır. Bahçede yapılan eklentiler (müştemilat) taban alanı içinde sayılır."

Madde 33
"2) Binaların odunluk, kömürlük, kalorifer dairesi gibi müştemilat kısımları bodrum katlarda tertiplenir. Ancak zeminde su çıkması veya sert kaya olması halinde Belediyeden alınacak izin ile bu türlü müştemilat; arka bahçelerde, yoldan görünmemek ve çatının en yüksek noktası tabii zeminden itibaren (2.50) m. den yüksek olmamak, esas binaya (3.00) m. den fazla yaklaşmamak şartı ile yapılabilir."

Madde 51
"Köy ve mezraların yerleşik alanlarında ve civarında bir parselde köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca yapılacak tarımsal ve hayvancılık amaçlı yapıların ve konut yapılarının müştemilat dahil taban alanı kat sayısı %40 ı geçemez."

Madde 57
"Köy ve mezraların yerleşik alanlarında ve civarında sadece köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca yapılacak konut, tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile müştemilat binaları yapı ruhsatı ve yapı kullanma iznine tabi değildir. Ancak, yapı projelerinin fen ve sağlık kurallarına uygun olduğuna dair valilik görüşü alınmasından sonra, muhtarlıkça izin verilmesi ve bu izne uygun olarak yapının yapılması şarttır."

Ripaj ne demektir?

Dresaj sırasında yolun sağ ve sola kaydırılması anlamına gelir. Peki dresaj nedir? Dresaj da yoldaki eksen kaçıklıkları ve kaçıklıkları düzeltme işlemidir.

Bir kara ve demiryolları inşaat kavramıdır.

Günümüzde, yolların "kaydırılması" işlemlerine bu ad verilir. Türkçesi, KAYDIRMA'dır.

Örneğin, İstanbul Ankara hızlı tren hattında 2013 yılında bir kaydırma işlemi yapılmış ve buna da TCDD yetkilileri, 'Doğançay Ripajı' adını vermişlerdir.

Doğançay ripajı, bir proje değişikliğidir. Eski projede yol, Arifiye'den geçiyordu. Fakat bu ripaj ile, yol Arifiye'ye girmeyecek, direk bir tünelle Sapanca'ya gidecek. Bu ripaj ile mesafe 10 km kısalıyor.

Ripaj, yolun projede kaydırılması anlamında kullanıldığı gibi, demiryolunun raylar değiştirilmeden eğilip bükülerek değiştirilmesi anlamına da gelmektedir.
DEMİRYOLUNDA FİZİKİ RİPAJ ŞÖYLE YAPILIR:
- Bir defada 50 mm’den fazla ripaj yapılmamalıdır. Toplam ripaj miktarı 200 mm’yi aşmamalıdır.
- Ripaj sırasında rayların eğrilmemesi için asla tek noktadan dayanılmamalı, en
az 3 kriko ile ripaj alınmalıdır. Manivelalar ile krikolara yardım edilmelidir.
Kriko ve manivelalar çok yatık tatbik edilirse yol şişer. Kriko ve manivelalar
mümkün olduğunca dik tutulmalıdır.
- Dresaj yapıldıktan sonra açılan balast doldurulmalı travers baş tarafındaki balast
tokmaklanmalıdır.
- Yoldaki düşüklükler ilk bakışta dresaj hatası şeklinde görülebilir. Bu durum bizi
aldatmamalıdır. Makineli tamiratlarda 50 mm’den fazla dresaj işlemi burajdan
önce yapılmalıdır.
Kaynak:

Kuranglez nedir?

Binaların zemin altı katlarında doğal ışık ve havalandırma sağlamak için yapılan bölüm.

* Bina cephesine yapışıktır ama statik olarak ayrı calışırlar.
* Kuranglezin üzeri de genellikle izgara ile kapalidir.
* Fransızca'da ingiliz avlusu anlamına gelir.
* Sokakta, kuranglezler üzerinde yürürken, en olmadık zamanlarda, anahtarınız elinizden kayıp buraya düşebilir: böyle de bir riski vardır.
* Fotoğrafta olduğu gibi (Yeditepe Üniversitesi Kampüsü - Ocak 2014), üzerine basılması yasaklanabilir.
* Fransızcası "cour anglaise" şeklindedir.
* Türkçesi "ışık bacası"dır.

Kuranglezlerin modern versiyonlarından bazıları cam elyaf ile güçlendirilmiş polypropylen (PP-GF) malzemeden üretilmiştir. Bakınız: 

Kuranglez ile ilgili hükümler Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik içerisinde veriliyor.

Fibrobeton nedir?

Fibrobeton; fiber takviyeli betondur. Alkalin rezistan cam fiberin karışımı ile ortaya çıkar. Cam elyaf ile güçlendirilir. Çimento ve kum karışımından oluşur. Normal betona göre daha dayanıklıdır. Üretilirken kalıp kullanıldığı için istenilen şekle girebilir. Elastik bir yapısı vardır. Fibrobeton, 10-15 mm kalınlığında üretilir. Binalarda dış cephelerde kullanılır. Estetik olduğu için dünya mimarisinde en çok kullanılan yapı malzemesidir.

Fibrobeton teknik özellikleri nedir?
- 15-18 cm arasında bir panel kalınlığına sahiptir.
- 110-120 kg arasında bir ağırlığı vardır. Klasik sisteme göre yüzde 50-80 daha hafiftir.
- Panellerin boyutları isteğe göre üretilmektedir.
- 18 cm kalınlığındaki Fibrobeton panelin ısı geçirgenlik katsayısı; U değeri = 0.446 w/m2K.
- 500 Hz'de 35 dB ses yalıtımı sağladığı kabul edilmektedir.
- Dış etkenlere karşı dayanıklılığı, klasik sistemlere göre çok yüksektir.
- Depreme oldukça dayanıklı ürünlerdir.
- Nefes alabilir, küf, mantar, rutubet oluşumu yaratmaz.
- Fibrobeton kabuk kalınlığı 10-12 mm’dir. Ayrıca 40x80x3 mm ebatlarındadır.
- Genellikle beyaz çimento rengindedir fakat isteğe göre renk ayarlanabilir.

Fibrobetondan neler yapılabilir?

Macaristanlı Mimar Aron Losonczi, 2001 yılından itibaren ışığı geçiren beton ürünü hakkında birtakım çalışmalarda bulundu. Litracon adı verdiği firmayı 2004 yılında kuran Losonczi, ışığı geçiren beton üretmeyi başardı. Şirket adını ışığı geçiren betonun İngilizce kısaltmasından aldı. Şöyle ki; Light-Transmitting Concrete. Macaristan’da el işçiliğiyle üretilen bu ürünün maliyeti oldukça pahalı olduğu için özel projelerde kullanıldı. Fibro-Transbeton ürünü ortaya çıkan Losonczi, bu üründe plastik malzeme kullanarak üretim maliyetini düşürdüğünü böylece çok fazla projede kullanılabileceğini açıkladı.

Emlak İle İlgili Soru ve Cevaplar

Emlak Vergisi nedir?
Arazi, arsa ve binalar için ödenen vergidir. Emlak vergisi iki türe ayrılmıştır. Bina vergisi ve arsa vergisi. Emlak vergisi ikiye ayrılmış olsa da özdeşleşmiş olduğu birçok konu vardır.

Emlak Vergisinden kimler sorumludur?
Tapulu taşınmazda tapu kimin adına ise o kişi emlak vergisi ödemek zorundadır. Tapusuz taşınmazlarda ise emlak vergisi, noterde düzenlenen senedin ya da sözleşmenin imzalandığı gün doğar. Miras yolu ile taşınmaz üzerinde hak sahibi olan kişilerde emlak vergisi yükümlülüğü ölümün meydana geldiği tarihte başlar.

Taşınmazın sahipleri ya da yararlanma hak sahipleri, bu kişiler yok ise taşınmazı koruyan kişiler emlak vergisi yükümlüleridir.

Vergi Değeri nedir?
Bina ve arazinin Emlak Vergisi Yasasının 29. Maddesine göre saptanan değere vergi değeri denir.
Arsa ve araziler için 213 sayılı Vergi Usul Yasasının en az ölçüde birim değer sapmasına ilişkin kurallarına göre komisyonca hesaplanır. Vergi değeri taşınmazların bulunduğu yere ve metrekaresine göre belirlenir. Her 4 yılda bir açıklanan emlak vergisi değeri üzerinden alınır.

Bina Vergi değeri hesaplanırken ne gibi işlemler yapılır?
-Binanın dıştan dışa cephe metrekare birimi ile bina metrekare normal inşaat maliyeti bedellerini gösteren cetvelde yer alan oran çarpılacaktır.
-Çarpım sonucunda var ise binada asansör, kalorifer gibi farklarda eklenecektir.
-Toplam değerde Tüzüğün 23. Maddesi gereği yıpranma payı düşülecektir.
-Bu pay düşüldükten sonra kalan değere arsa ya da arsa payının en az ölçülere göre saptanan değeri eklenecektir.

Emlak Vergi oranları nasıldır?
Bina, arazi ve arsalar için ayrı oranlar belirlenmiştir.

Bina emlak vergisinde iki farklı oran vardır. Bina emlak vergisinin oranı binde iki, konutlarda ise binde birdir. Arazi emlak vergi oranı binde bir, arsalarda binde üç olarak ayarlanmıştır.

Emlak Vergisi ne zaman ödenir?
Emlak Vergisi yılda iki taksitte ödenir. Birinci taksit için Mart, Nisan ve Mayıs aylarında ikinci taksit için ise Kasım ayında ödeme yapılır. Bölgenin özelliklerine göre bu tarihler değişebilir.

Emlak Vergisi nereye ödenir?
Emlak Vergisi ödeyecek kişiler bağlı oldukları belediyelerin Emlak Vergisi birimine ödeme yapmaları gerekir. Ödeme yapılırken kişilerin yanlarında söz konusu taşınmazların tapusu ya da tapu örneği bulundurmaları gerekmektedir.

Emlak Vergisi Beyannamesi nedir?
Emlak Vergisi ödeneceği zaman vergi mükelleflerinin her bir taşınmaz için ilgili belediyelerde doldurmuş olduğu forma emlak vergisi beyannamesi denir.

Emlak Vergisi Beyannamesi için hangi belgeler gerekiyor?
1.Tapu fotokopisi
2.Nüfus cüzdanı fotokopisi
3.Binalar için yapı kullanma izninin fotokopisi
4.Binanın bulunduğu adres
5.Beyan sahibinin ikamet adresi
6.Vergi numarası

Emlak Vergisi ödenmediğinde hangi cezai işlemler uygulanır?
6183 sayılı kanun hükümlerine göre Emlak vergisini zamanında ödemeyen vergi mükellefleri tespit edilen oranda gecikme cezası öderler. Emlak Vergisinde gecikme oranı 1.9’dur. Bu hesaplama günlük üzerinde yapılır.

Emlak Vergisinde indirim nasıl gerçekleşir?
Emlak Vergisinde indirim emekli, dul, yetim kişilere uygulanır. Bu uygulamada söz konusu kişilerin tek bir konutu varsa ve bu konutu oturmak için kullanıyorsa Emlak vergisinin 8.maddesi gereğince indirimli olarak ödeyebilirler. Tek bir meskene ait olan emekli, dul ve yetimler ilgili belediyelerden form doldurarak bu uygulamadan yararlanabilirler. Fakat söz konusu indirim 2.mal varlığı için geçerli olmaz.

Emlak vergisi 2013 ikinci taksiti için son gün hangisi?
Hürriyet Gazetesi'nin vergi uzmanı yazarı Şükrü Kızılot'un 25 Kasım 2013 tarihli ve "Evi olanlara çok önemli uyarı" başlıklı yazısı şöyle;

30 Kasım Cumartesi gününe rastladığı için 2 Aralık Pazartesi akşamına kadar, Emlak Vergisi ikinci taksitinin ödenmesi gerekiyor. Vergi, süresi içinde ödenmezse, geciken her ay için yüzde 1,40 oranında “gecikme zammı” alınıyor.

EMEKLİLER, İŞSİZLER VE EV HANIMLARI
Konutların vergisinde; emekliler, işsizler, ev hanımları ve engelliler ile ilgili özel bir durum var.

Türkiye sınırları içinde, brüt alanı 200 m2‘yi aşmayan, bir tek konutu bulunan ve emekli aylığı dışında başka geliri bulunmayan emekliler ile herhangi bir geliri bulunmayan işsizler ve ev hanımları ile engelliler (gelirleri olsa dahi) “sıfır oranlı” emlak vergisine tabiler. Başka bir anlatımla, Emlak Vergisi ödemiyorlar.

Bu avantajdan yararlanacak olan işsizlerin, ev hanımlarının ve emeklilerin (emekli aylıkları dışında) 25 bin TL’yi aşan menkul sermaye iradı (faiz, repo, fon kâr payı, temettü vb.) gelirlerinin olmaması gerekiyor.

Daha önce, sıfır oranlı emlak vergisi, her yıl için ayrı kararname çıkartılarak açıklanırdı. 2007 yılından itibaren, bu uygulamaya son verildi. Aksine bir düzenleme olmadığı sürece, yeni bir kararnameye gerek kalmaksızın; emekliler, işsizler ve ev hanımları ile engelliler 2013 yılında olduğu gibi 2014 yılında da “sıfır oranlı” emlak vergisine tabi olacaklar (Bkz. 29 Aralık 2006 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 2006/11450 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı).

Yukarıda belirtilen kişilerin, birden fazla konuta sahip olmaları durumunda, konutların tamamı için emlak vergisi ödemeleri gerekiyor.

BİZZAT OTURMA KOŞULU
Sıfır oranlı Emlak Vergisinden yararlanabilmek için, konutta bizzat oturma koşulu aranmıyor. Bu nedenle, sahip oldukları tek konutu kiraya verip, kirada oturanlar da (emekliler, işsizler, ev hanımları, engelliler), gerekli koşulları taşımaları halinde, sıfır oranlı emlak vergisinden yararlanabilecekler (Bkz. Maliye Bakanlığı’nın, 31 Aralık 2003 Tarih ve 25333 (3.mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 38 No.lu Emlak Vergisi Genel Tebliği).

YAZLIK EVLER
Konutta bizzat oturma zorunluluğunun olmaması, yazlık evler için geçerli değil. Belirli zamanlarda dinlenmek amacıyla kullanılan yazlık evler için, Emlak Vergisi ödenmesi gerekiyor.

Ancak, yazlık evlerde sürekli oturulması ve başka bir ev sahibi de olunmaması durumunda, diğer koşulların varlığı halinde, Emlak Vergisi ödenmez.

Emlak Nedir ? Emlakçılık Nedir ?

Yasal çerçevesi Borçlar Kanunun 404. maddesine göre çizilen emlakçılık tarifi şudur:
“Tellallık, bir akittir ki, onunla tellal, ücret mukabilinde bir akdin yapılması imkanını hazırlamaya veya akdin icrasına tavassut etmeye memur edilir. Tellallık umumi surette vekalet hükümleri caridir. Gayrimenkul tellallığı akti yazılı yapılmadıkça muteber olmaz”.

Kısacası emlakçılık odalar ve yetkili kuruluşlar tarafından verilen bir sertifika ile yapılan aracılık (broker) hizmetidir. Bu konuda yasal bir boşluk olduğu herkes tarafından kabul edilmekle birlikte henüz emlakçılık tam anlamıyla yasal bir çerçeveye oturtulmuş değildir.

Bugün bu mesleği aklına gelen herkes yapmaktadır: Berber Salih,Kapıcı Süleyman, Bakkal Memduh, Ayakçı erbabı. Hemen hemen her meslek grubu, üstüne vazife olan olmayan herkes bir yanıyla bu işi yapmakla kendini mükellef görünüyor. Bu nedenle emlakçılıkta saygınlık kavramı biraz tartışmaya açıktır.

Bu meslek daha çok emeklilerin yaptığı bir iş olarak biliniyor. Bunun nedeni bu meslek grubunun aylık bir ücrete tabi olarak çalışmamasıdır. Nasıl olsa emekli gelirim garanti, bu işten gelecek olan da kardır, gözüyle bakılmaktadır. Emlakçının kazancı kendi tecrübe, bilgi birikimi, pazarlama yeteneğine, değişik bölgelere göre farklılık kazanır.

Emlakçı ne yapar? Neler yapmalıdır ?
Bir gayrimenkulün Satış, Kiralama, Pazarlama sürecini yöneterek,bunların satış,kiralama sözleşmesini yapmaya, Emlak beyannamesi düzenlemeye muktedir olarak;
* Portföy oluşturur, pazarlama teknikleriyle gayrimenkulün sunumunu yapar.
* Tapu mevzuatı bilmelidir. Tapu İşlemleri yapmak için (İpotek, Kat irtifakı kurma, Kat mülkiyeti kurma, ifraz ve tevhit, Trampa, Cins değişikliği, Hibe (bağışlama), Taksim (paylaşım), Tashih (düzeltme)
* Belediyelerden aplikasyon, bölge imar planı çıkarma,harita ve plan okumasını, şehir planlarını incelemesini bilmelidir.
* Kadastro mevzuatını bilmelidir. Kadastro müdürlüklerinden röperli kroki ve çap belgesi alma,
Mortgage, Konut kredi sistemini bilmelidir.
* Gayrimenkul hukuk mevzuatını bilmelidir. İmar, iskân, kat mülkiyeti, kamulaştırma kanunlarını bilmelidir. Emlak vergisi, KDV, V.UK bilmelidir. Vergi muafiyeti belgesini alma, Veraset vergi dairelerinden ilişik kesme veya temiz kağıdı alma, Noterden satış vaadi sözleşmesi yapma gibi işleri yapmaya,kısaca gayrimenkul hizmetlerinin bütününe; satıcı, alıcı, kiracı arasında aracılığı / komisyonculuğu meslek edinmiş kişi.

Emlakçı neleri yapamaz?
* Emlak komisyoncusu kendisine kapora almak konusunda verilmiş vekaletname olmaksızın Kapora Alamaz. Kapora, alım – satım işlerinde, satıcı veya kiralayan imzası alınarak teslim edilir.
* Emlak Komisyoncusu‘nun Yer Gösterme Ücreti alması yasaktır.
* Emlak komisyonculuğu’nu meslek edinenler dışındaki kişi ve kuruluşlar (Apt. Yöneticisi , Kapıcı , diğer meslek gurupları …v.s) Emlak Komisyoncularına tanınan yetkileri ve ünvanı kullanamazlar.

Sizi mağdur ettikleri gibi , fatura kesmedikleri için devleti de zarar uğratmaktadırlar. Bu kişi ve kuruluşlarla irtibat kurmayınız. Vergi kaçağı suçuna ortak olmayınız.Emlak Komisyoncusu ‘nun vergi levhasını ve Odaların verdiği sicil belgesini görmek konusunda ısrarcı davranın. Bu belgeleri olmayan Emlak Komisyoncuları ile iş yapıp zarara uğradığınızda hakkınızı arayabileceğiniz bir mesleki kurum bulamayacağınızı unutmayınız. Odaların bünyesinde kayıtlı Emlak Komisyoncuları , satın alacağınız veya kiralayacağınız gayrimenkulün durumu konusunda sizin adınıza araştırma yapmakla yükümlüdür.

Mecburi Standard Tebliği
(Tebliğ No: ÖSG-2003/59) Sanayi ve Ticaret Bakanlığından: Sayı: 25162 08 Temmuz 2003 Tarihli Resmi Gazete’ye göre:
Emlak komisyoncusu: Gerçek hak sahiplerinin talebi üzerine düzenlenen süreli veya süresiz iş sözleşmesi yaparak; taşınmazın alımı, satımı, rehin vb. aynı hak tesisi gibi tüm hukuki ve teknik işlemleri ve kiralanması konusunda aracılık eden ve kiralama sonrası hizmetleri yerine getiren, bu konularda gerektiğinde danışmanlık, bilirkişilik ve ekspertizliğini yapan ve bunlarla ilgili olarak gerekli form, beyanname vb. belgeleri doldurabilen, bu iş ve işlemleri kendi adına açılmış bir iş yerinde yapan kişi veya kuruluş.

Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinin 12. bendi ile ticaret sicili nizamnamesi’nin 14. maddesi Tellallik, komisyonculuk, ve sair aracılık islerini yapmak üzere kurulan müesseseleri, ‘Ticarethane’ ; bunları isletenleri de ‘Tacir’ olarak kabul etmiştir. Borçlar kanunu’nun 404. maddesinde: ”Gayrimenkul Tellalliği yazılı olarak yapılmadıkça geçerli değildir” denilmektedir. Bu sebepten dolayı, Türk Ticaret Kanununun 12. maddesi gereği Tellalik ve emlak komisyonculuğu arasında bir bağlantı kurulmaktadır.

Ayrıca, Borçlar Kanunu’nun 404,405,406,407 ve 409. maddelerinde; komisyoncuların alacağı ücret ve çalışma usulünü kısmen de olsa belirleyici hükümler bulunmaktadir. Yine, 507 sayili Esnaf ve Sanatkarlar kanunu’nun 3153 sayılı kanunla değişik 6. maddesi gereğince kurulan, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve sanayiciyi belirleme koordinasyon kurulu’nun 24/6/1997 tarih ve 9. kararı ile; emlak komisyonculuğu esnaf ve sanatkarlar kolları arasında hizmetle ilgili meslek kolları bölümüne dahil edilmiştir.

Bu karar 22/01/1999 tarih ve 23588 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra, çeşitli illerde emlak komisyoncuları odaları kurulmaya başlamıştır.

Bir meslek kurulusu olan bu odalar, Anayasa’nın 135, maddesinde belirtildiği üzere; belli bir mesleğe üye olanların, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun surette gelişmesini sağlamak amacına yönelik kurulmuştur.